12 farklı türden 195 yerli tohum çeşidi tarıma kazandırıldı
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde yapılan ıslah çalışmaları çerçevesinde, bugüne kadar 12 farklı türden 195 yerli tohum çeşidi geliştirildi.
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, enstitünün 1924 yılında Edirne Özel İdaresine bağlı "Fidanlık" adıyla kurulduğunu ve zaman içinde farklı isimlerle çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Ülke üreticisine yüzlerce yeni çeşit kazandıran enstitü, değişen iklim koşullarına ve kuraklığa dayanıklı birçok projeyi yürütüyor. Yeni bir ürünün üreticilerin hizmetine girebilmesi ise bazen uzun yıllar sürüyor.
Enstitüde bölgenin tarımsal özellikleri dikkate alınarak, belirlenmiş ürün veya ürün gruplarınca bölgeye yönelik araştırmalar yapılmakta, özellik arz eden konularda ülke geneli seviyesinde proje merkezi görevlerini yürütüyor. Özellikle Trakya'da ana ürün olarak ekimi yapılan ayçiçeği, çeltik, buğday ve arpa bitkilerinde ıslah ve adaptasyon çalışmaları ile bölge koşullarına uygun yüksek verimli ve kaliteli çeşitler geliştiriliyor. Bugüne kadar ülke çiftçisine 195 yeni ürün geliştirildi.
“12 türe ait 195 çeşit geliştirildi”
Trakya bölgesi olarak çeltik, ayçiçeği ve aspirle ilgili ıslah çalışmalarında da ülkesel koordinatörlük görevi yürütüldüğüne dikkat çeken Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Adnan Tülek, kurumun misyonunun yüksek verimli ve kaliteli gruplarda ürün geliştirmek olduğuna dikkat çekti.
"Bölgemizdeki iklim koşullarını dikkate almak zorundayız"
Yüksek verimli ve kaliteli ürün gruplarının geliştirilmesi ve çiftçinin hizmetine sunulması için çalıştıklarını belirten Tülek, “Günümüze kadar geliştirilen çeşit sayısı 195 tane çeşit geliştirilmiş Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından. Burada tabii farklı türler var içerisinde. Toplamda 12 türe ait 195 çeşit geliştirildi. Bunların önemli bir kısmı çeltik, buğday, ayçiçeği, yulaf çeşitleri var yine bu kapsamda değerlendirildiğinde çerezlik kabak, çerezlik ayçiçeği ıslah çalışmaları da var. Bunların da üretimi yapılıyor. Çeşitlerin geliştirilmesi devam ediyor. Çeşitlerin buradaki yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesi, tamamen kendi öz kaynaklarımızla yine kendi araştırmacılarımız marifetiyle oluyor. Burada ıslah çalışmalarını yürütürken ekolojik koşulları, bölgemizdeki iklim koşullarını dikkate almak zorundayız" dedi.
"Laboratuar çalışmaları da yürütüyoruz"
Özellikle bazı hastalık ve zararlıların doğrudan iklim koşullarıyla ilişkili olduğunu ifade eden Tülek, "Bölgemizdeki hakim olan bitkilerde gözüken hastalık ve zararlılara karşı da bizim toleranslı çeşitler geliştirmemiz gerekiyor. Bu kapsamda biz arazi çalışmaları yanında aynı zamanda laboratuar çalışmaları da yürütüyoruz. Bu testlerimizi hem laboratuar koşullarında hem de arazi koşullarında hastalık ve zararlılara karşı çeşitlerimizin reaksiyonunu tespit ediyoruz. Burada özellikle yüksek derecede toleranslı olan çeşitlerin seçimine gidiliyor. Bütün bu bileşenlerin olabileceği çeşitler seçilerek tescili gerçekleştiriliyor” ifadelerine yer verdi.
“Her zaman daha bir yüksek verimli çeşit elde etmeniz gerekiyor”
Geliştirilen ürünlerin bölgedeki ihtiyaçlara göre değiştiğini belirten Enstitü Müdürü Tülek, “Islah çalışmalarında hedef hiçbir zaman bitmiyor. Yani verim anlamında da her zaman daha bir yüksek verimli çeşit elde etmeniz gerekiyor. Bölgedeki hastalık ve zararlılar etmenleri de değişebiliyor. Yani sizin geliştirdiğiniz bir tolerans çeşit, yeni gelişen bir ırka karşı hassas duruma gelebilir. Dolayısıyla bu kapsamda da, dinamik bir yapı ıslah çalışmaları. Süreklilik arz ediyor. Dolayısıyla bu programın sürekli devam etmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Ürünlerdeki hastalıklara karşı ekipler tarafından takiplerin yapıldığını belirten Tülek, “Üretici anlamında bakıldığında bölgemizde zaten bütün birçok alanda bu konuda takipler yapılıyor. Gerek Tarım İl Müdürlüğümüz ile beraber herhangi bir hastalık gelişimi olup olmadığı sürekli kontrol altında. Bunları beraber takip ediyoruz ve acil herhangi bir durumda da hemen önlemi bakanlığımız tarafından da alınıyor. Tabii sanayicinin ve tüketicinin de talebini nihai olarak görebiliyoruz. Onların talebi çok önemli damak zevki anlamında ve tüketim anlamında. Ona göre de çeşit geliştiriliyor.” İfadelerine yer verdi.
"Osmancık çeşidinin hali hazırda üretim yapılıyor"
Türkiye'de çeltik üretiminin sağlandığı önemli bölgeler arasında Edirne'nin yer aldığını bu konuda Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından Edirne üreticisi için 80 çeşit çeltik tohumu geliştirildiğini belirten Tülek, “Türkiye'de çeltik önemli bir ürün. Sofralarımızda her zaman yer alan kişi başına da ortalama 9-10 kilogram tüketimle sofralarımızda yer alan en önemli ürünlerden, gıdalardan bir tanesi. Tabii çeltikle ilgili bugüne kadar 80 tane çeşit geliştirilmiş durumda. Bugünlerde de çeltik hasadı biliyorsunuz yaklaşmakta. Yavaş yavaş da bölgemizde bazı alanlarda çeltik hasadı başlıyor. Yani yüzde 80 saman sarısı rengini aldığı dönemde rutubet oranı yüzde 20-22 olduğu dönemde de en uygun hasat dönemi olup bugünlerde de hasadı gerçekleştirilecek. Biz tabii yeni hasat döneminin de üreticimiz açısından bereketli olmasını diliyoruz.Bugün en çok rağbet gören aslında halkımız tarafından da en çok bilinen Osmancık çeşidi biliyorsunuz. En çok aranan çeşit. Osmancık çeşidinin hali hazırda üretim yapılıyor ülkemizde. Yine Osmancık'a benzer enstitümüz tarafından geliştirilen aynı karakterde EF çeltik çeşidimiz, İskender, Aliço, Aslı, Zeybek gibi çeltik çeşitlerimizi de yaygın olarak üretimi yapılmakta” Dedi.