'AŞI OLACAĞIM'

Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, korona virüsü aşısı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Aşının Faz 3 çalışmalarının devam ettiğini belirten Altun, ciddi bir yan etkisinin bulunmadığını söyledi. Sosyal medyadaki söylentilerin bilimsel yanı olmadığını vurgulayan Altun, korona virüsü salgınının sona ermesi için yapılması gerekenleri açıkladı. Altun, aşılamanın önemine dikkat çekerken 'Ben de aşı olacağım' dedi.

TAKİP ET

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Almanya'da Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Özlem Türeci tarafından geliştirilen BioNTech/Pfizer ile Çinli Sinovac'ın geliştirdiği korona virüsü aşıları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin aşı tedariki ve aşılar hakkındaki belirsizliklerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Altun, vatandaşlara uyarılarda bulundu. Altun, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarına göre korona virüsü aşısının 11 Aralık'ta Türkiye'ye geleceğini söylerken; 'Ancak 11 Aralık'ta ülkemize geliyor olması, aşının hemen uygulanmaya başlayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü diğer aşılarda olduğu gibi ülkemize gelen tüm aşılar, Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Halk Sağlığı Laboratuvarları'nda güvenlik testlerinin yapılmış olması gerekiyor. Aşının ülkemizde kullanıma geçilmesi için bunlar bir ön koşuldur' ifadelerini kullandı.

'FAZ 3 ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR'

Türkiye'ye Çin'den ithal edilen aşı için Faz 3 çalışmalarının devam ettiğini açıklayan Altun; 'Bunlar, aşının etkinliğini göstermeye yönelik çalışmalardır. Buna ilişkin çalışmalar bitmediği için henüz bir rapor yayınlanmış değildir. Ancak buna ilişkin ara raporları Sağlık Bakanlığı değerlendirerek, etkinliği konusunda herhangi bir sıkıntı yoksa ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile aşıya ilişkin ara rapor değerlendirmelerinin toplum, Türk Tabipleri Birliği ve uzmanlık dernekleriyle şeffaf bir biçimde paylaşır, bilimsel görüşler oluşur ve toplumsal bir katılım olursa aşılama konusunda herhangi bir sorunla karşılaşmadan hayata geçirilmesi söz konusu olabilir' dedi.

'CİDDİ BİR YAN ETKİSİ YOK'

Altun, Sağlık Bakanlığı'nın aşılamada öncelikli olarak açıkladığı gruplara dikkat çekerken; 'Sağlık Bakanlığı'nın aşılamada öncelikli olarak açıkladığı risk grubundaki sağlık çalışanları, 65 yaş üzerindeki herhangi bir kronik rahatsızlığı olan insanlar ve bakım evi gibi toplu yerlerde yaşayanlar var. Ülkemizde kullanılacak olan Çin menşeili aşının, Faz 1 ve Faz 2 çalışmalarında önemli bir yan etkisi saptanmamış durumdadır. Sadece oluşabilecek olan, aşının yapıldığı yer yani omuzun dış tarafında lokal ağrı, aşının yapıldığı ilk birkaç gün içinde hafif kırgınlık gibi belirtiler daha çok ortaya çıkmış. Şu ana kadar bildirilenler bunlar ve ciddi bir yan etkisi yok. Aşılar, inaktive virüs aşıları olduğu için herhangi bir kronik rahatsızlığı olan insanlarda sorun oluşturmayacaktır. Güvenli bir şekilde kullanılabilecektir' sözlerine yer verdi.

'BİLİMSEL TARAFI YOK'

Aşı ile ilgili özellikle sosyal medyada ve halk arasında panik ve tedirginlik yaratan iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan Altun; 'Bunların hiçbir bilimsel bir tarafı yok. Bir hastalığı önlemenin ya da tedavi etmenin en kolay yolu, o hastalığı ortaya çıkmadan önlemektir. Sonuçta bu da aşılamadan geçer. Bağışıklık ve koruma sağlayacak aşılamadır' dedi.

'AŞILANANLAR KORUNMAYA DEVAM EDECEK'

Altun, aşılanan bireylerin hasta olmayacağını belirtirken; 'Ancak hastalığı bulaştırmayacak anlamına gelmez. Bu nedenle aşılanan bireyler mutlaka bireysel korunma önlemlerini sürdürmek zorundadırlar. Çünkü toplumsal bağışıklık oranı yüzde 70'lere ulaşmadan rahat davranma, maske kullanmama, hijyene dikkat etmeme, kalabalık yerlerde bulunma gibi birtakım davranışlarda bulunurlarsa, aşılanmamış insanlar için hastalık potansiyeli yaratacak. Böyle bir durum da sağlık sistemi üzerindeki yükü kaldırmayacak ve ciddi anlamda sorun oluşturacaktır. O yüzden aşılanan bireyler de maske kullanmak durumundadırlar' ifadelerine yer verdi.

'ÇİN FİRMASI YENİ DEĞİL'

İnsanların, Çin menşeili aşılarla ilgili değişik haber kanallarından dinlediği söylemler sonucu akıllarında bulanıklık oluştuğunu söyleyen Altun; 'Aslında firma, yeni bir firma değil. 1993'ten beri aşı üretiminde yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından iyi üretici belgesi almış bir firmadır. Geçmişte ürettiği Hepatit-A, yani sarılık hastalığının A tipi olan ve dışkı ile ağız yoluyla geçen hastalığa karşı üretmiş olduğu aşılar dünyada kullanılmaktadır. Bu aşı da korona virüse karşı geliştirilen ve aynı yöntemle üretilen aşıdır' dedi.

'BUNLAR YAPILIRSA KORONA BİTER'

Altun, bir salgının önüne geçilebilmesi için toplumsal bağışıklığın en az yüzde 70 oranına ulaşması gerektiğini vurgularken; 'Salgının ne zaman önüne geçilecek? Tüm dünya yüzeyinde yaşayan insanların hepsi bağışık oldukları zaman önüne geçilecek. Ancak burada virüsün yeniden hastalık yapabilme potansiyeli de var. Birtakım bilimsel çalışmalarla bunun sıklık oranının ne olduğu bilinirse ya da vücudumuzun ürettiği bağışık maddelerinin hangi düzeyde koruyucu olduğu bilinirse yenileme dozu aşılar yapılarak bunun önüne geçilebilmesi söz konusu olacaktır. Bunlar yapıldığı takdirde umarım koronanın bittiği günler çok yakın olacak' sözlerine yer verdi.

'ANTİKOR DÜZEYİ VİRÜSÜ ORTADAN KALDIRIR'

Türkiye'de uygulanacak Çin menşeili aşıda, vücuda zayıflatılmış ya da ölü virüsler verileceğini açıklayan Altun; 'Bunlar, hastalık yapma potansiyeline sahip değil. Vücudun savunma hücreleri bunlarla karşılaştığında koruyucu madde dediğimiz antikor üretmeye başlıyor. Daha sonrasında antikor seviyesi koruyucu aşamaya gelen bir birey tekrar korona virüs etkeniyle karşılaştığında, eğer antikor bağışıklık düzeyi koruyucuysa zaten hastalık oluşturmadan virüs etkeni ortadan kaldırılıyor' dedi.

'TAM KAPANMA İLE ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR'

Altun, Türkiye'de korona virüsüne karşı uygulanan kısıtlamalarla ilgili de düşüncelerini paylaşırken; ' Devamlı olmayan kısıtlamalar, hastalıkla mücadelede yeterli değildir, tam kapanma gerekir. Bu hastalıkla mücadele için en az 14 günlük, tercihen 2 dönemi kapsayan 28 günlük tam kapanma ile bu hastalığın önüne geçebilmek mümkündür. Bu sadece Edirne'ye özgü bir şey değil, tüm ülke için geçerlidir' ifadelerini kullandı.

'AŞI PARAYLA YAPILAMAZ'

Aşı çalışmalarının Aralık ayı sonuna kadar sürebileceğini belirten Altun; 'Bu tür aşıları zaten parayla yaptıramazsınız. Bu aşılar, Sağlık Bakanlığı'nın denetimindedir. Para ile yapılması söz konusu değildir. Sağlık Bakanlığı'nın denetiminde olması önemlidir. Korona virüsünün hayatımızdan çıkmasına ilişkin hiç kimse bir şey söyleyemez' dedi.

SGK İDDİALARINI YANITLADI

Korona virüsü aşısı olmayanların hastalandığı takdirde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sağlık masraflarını karşılamayacağına dair söylentilere cevap veren Altun; 'Sosyal medya hesapları arasında bu söylentiler yaygınlığını sürdürüyor. Bir hastalığı tedavi etmenin en kolay ve ekonomik yolu bağışıklık sağlamaktır. Bu açıdan çok kıymetlidir ve herkes aşı olmalıdır. Umarım SGK, bu yönde bir karar alır. Bu uygulama hem tedavi giderlerini, hem de hastane yükünü azaltacaktır. Sağlık açısından bakıldığında tedavi giderleri hiç önemli değildir, devlet bunu karşılamakla yükümlüdür. Ama aşılama oranlarının yüksek olması, sağlık kurumları üzerindeki yükü azaltacaktır. O yüzden çok önemlidir. Ben de aşı olacağım. Yapılan incelemelerin beraberinde Faz 3 çalışmalarının ara raporlarının bilimsel ve şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılması sonrasında aşı olacağım' diye konuştu.