Akabe tamam, Mohaç sırada

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin Edirne Belediye Meclisi'ndeki üyesi Hüseyin Ülker, 30 yıl önce Almanya'da başladığı gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenme sanatı olan Diorama eserlerinin yapımına devam ediyor.

Tarihe olan merakı ileİstasyon Mahallesi Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde tarihte önemli yer tutan savaşların dioramasını yapan Ülker, Ürdün'ün Osmanlı kontrolündeki Akabe Körfezi'ni, 6 Temmuz 1917'de '˜Arabistanlı Lawrance'danışmanlığındaki Arap isyancıların ele geçirmesiyle sonuçlanan Akabe Savaşı dioramasını tamamlandığını açıkladı.

Atölyesindeki çeşitli araç gereçler ve boya ekipmanlarıyla aslına uygun bir şekilde parçaları en küçük ayrıntısına kadar el emeğiyle bir araya getirerek diorama eserlerini hayata geçiren Ülker, Akabe Savaşı'nın ardından 4 adet savaş dioraması projesinin daha olduğunu açıkladı. Ülker, projelerinden 3'ünü Şükrüpaşa Anıtı'na, 2'sini ise Hıdır Baba'ya bağışlayacağını söyledi.

Yılbaşına kadar tamamlanacak

Ülker, 5 adet diorama projesi ile ilgili bilgi vererek; 'Bildiğim kadarıyla Türkiye'de hiçbiri yok. 5 projeden Akabe bitti. Sırada Mohaç Muharebesi, Kıbrıs Barış Harekâtı, İstanbul'un fethinin bir kesiti var. 5'incisi ise büyük bir sürpriz proje olacak. Ama 5'inci projenin ana damarında Atatürk var. Akabe, Tugay Karargâhı'nda camekân yapılacak ve koruma altına alınacak. Kısmetse Eylül ayının sonunda da Mohaç Muharebesi'ni bitireceğiz. Yılbaşına kadar da hem Hıdırbaba hem de Şükrüpaşa Anıtı için projeler hazır olacak' ifadelerine yer verdi.

Balkan Harbi dioraması yenilenecek

5 adet diorama projesinin dışında Edirne Tugay Komutanlığı Karargahı'nda bulunan Balkan Harbi projesini de yenileyeceğini açıklayan Ülker; 'İlk yaptığım proje olan Balkan Harbi de şu anda Tugay Karargahı'nda ve onu da elden geçireceğiz. Onun topları ve Osmanlı askerleri maalesef talan edilmiş. Askerler yeniden tedarik edilecek. Askerlerin arasında Osmanlı'nın yanı sıra Bulgarlar ve Sırplar da var. Birebir her şey orijinal olacak. Makinalı tüfeğinden topuna, süvari birliğinden her ayrıntısına kadar tek tek elden geçecek. Sahnedeki mezar taşları dahi maalesef çalınmış. Çok üzücü bir durum. Şehir çok zarar görmüş. Tabyalar da elden geçecek. Yenileme süreci 1 ayımı alacak' dedi.

'Arabistanlı Lawrence da olacak'

Akabe Savaşı dioramasının tamamlanmasının 6 ay sürdüğünü açıklayan Ülker; 'Diğer 4 projenin malzemelerini hazırladığım için 1,5 ay içerisinde bitecekler. Akabe projemin yüzde 90'ı el yapımıdır. En son palmiye ağaçlarını bekledik. Şimdi de göletin suyunu vereceğiz. Kuyunun ve deve ile katırın su içtiği yalağıniçinde de su olacak. Ayrıca sembolik Türk bayrağımız var. Türk bayrakları kâğıttan değil, saf ipekten olacak. Şu anda kırmızı saf ipeklerin gelmesini bekliyorum. Güzel bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Şu anda da '˜Arabistanlı Lawrence'ı yapıyorum. Tezgâhımda boyuyorum. Gözlemcilerin yanındaki yerine bugün monte edeceğim. Bu projelerin hepsini de bağışlayacağım' sözlerine yer verdi.

'Mekânlar tamamen el yapımıdır'

Akabe Savaşı dioramasındaki tüm Osmanlı askerlerinin, dönemin orijinal Osmanlı askerleri olduğunu belirten Ülker; 'Sembolik olarak da birkaç tane fesli vardır. Çünkü burası Arapların olduğu bölge olan Güney Cephesi'dir. Bir sahnede Araplar da yalın ayakla gelerek, sessizce Türk askerleri arkadan palayla vuracaklar. Her şey efektine uygundur. Bu askerler parça parça geliyor, orijinaline uygun bir şekilde boyuyorum ve tek tek monte ediyorum. En son da eskitmesi var. İşçiliği çok fazladır. Mekânlar ise tamamen el yapımıdır. 30 yıldır yaptığım için artık para vermiyorum' dedi.

'Koyun sürüsünden köpeğine kadar her şey var'

Akabe Savaşı dioramasında bulunan ögeleri açıklayan Ülker; 'Akabe'de şehrin çıkış bölümünü temsil ediyor. Araplar da çöl bölgesinden gelerek bizi, Fransız ve İngilizlerle çarpışırken sırtımızdan vuruyorlar. Arka tarafta hiçbir savunma tedbiri alınmamış. Osmanlı askerleri açık hedef ve isteyenin elini kolunu sallayarak girebileceği hiç düşünülmemiş. Araplar da elini kolunu sallayarak arkadan gelip bizi katletti. Okumayı seven arkadaşlar da varsa konuyu okuyup araştırsınlar. Burada koyun sürüsünden köpeğine kadar her şey var' ifadelerine yer verdi.

'Ücret karşılığı yapmıyorum'

Diorama projelerini ücret karşılığı yapmadığını söyleyen Ülker; 'Bunları çocuklarımız, ülkemiz için tarihimizin unutulmaması amacıyla yapıyorum. Geçmişimizi unutmayalım istiyorum. Kut'ülAmare'yi herkes yeni öğrenirken, biz ise yıllar önce söylüyorduk. Atatürk zamanında da Kut Haftası olarak kutlanıyordu. Ondan sonra gelen yönetimler, bunu zaman içerisinde kaldırmışlar. Kut'ülAmare yine unutuldu' dedi.

'Müzede çocuklarımıza anlatacağız'

Projelerinin ses getireceğinden emin olduğunu belirten Ülker; 'Amacım; Edirne'de bacasız 2 tane fabrikadır. 2 tane güzel müzemiz olsun, insanlar buraya gelsin, Edirne'miz tanıtılsın. Bu projelerle bazı şeylere ön ayak olmak istiyorum. Bu projeleri yapmadan önce arşivime başvuruyorum. Sadece Osmanlı tarihi ile ilgili 20 bin civarında fotoğrafım var. Akabe de orijinaline uygun yapılmıştır. Çanakkale Haftası ile ilgili de fotoğraf sergisi yapmak istemiştim. Sevgili çokbilmiş, değerli kardeşlerimizden hiç kimse yanımızda durmadı. Arkadaşların arşivlerinde 150 tane fotoğraf varken, benim elimde bin 200 tane var. Aradaki fark fazla olunca arkadaşlar da herhalde rahatsız oldular. 18 Mart Çanakkale Haftası, benim için çok önemli bir tarihtir. Biz, orada bir nesli kaybettik. Bu ülkede 1915 mezunları yoktur. Bunlar hep unutulan ya da unutulmaya terk edilen şeylerdir. Bunu, çocuklarımıza özellikle müze açıldığında anlatacağız' sözlerine yer verdi.

'Güzel bir hatıra bırakmak istiyorum'

Edirne Valisi Günay Özdemir'in de projelerini desteklediğini söyleyen Ülker; 'Her konuda teşekkür ediyor. Çok Atatürkçü ve vatansever bir kişidir. Biz, bunları ortaokul veya lise çocuklarına değil, ilkokul çocuklarına gösterip de çocuklarımıza geçmişi temelden aşılarsak; geleceklerini daha sağlam adımlarla, daha güzel bir şekilde görecekler. Önemli olan, geçmişimizi hiçbir zaman unutmamaktır. 6 ve 9 Ağustos tarihlerinde Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası atılmıştı. Japonya'da her 6 ve 9 Ağustos tarihlerinde özellikle anaokulu ve ilkokul öğrencilerini anma törenine götürüyorlar. Törende bir çan çalıyorlar. Çocuklarına diyorlar ki; '˜Unutmayın. Bunlar bize zamanında atom bombası attı'. Bize atom bombası atılmadı ama arkamızdan vurdular. Türk ordusu, benim için kutsal bir ordudur. Türk milleti de benim için asil bir millettir. Ben de çocuklarımıza, bunları güzel bir hatıra olarak bırakmak istiyorum' dedi.