AHŞABA OLAN İLGİSİ SANATA DÖNÜŞTÜ

Kültür Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı Özcan Abacı, oyuncak sevgisiyle eski ulaşım araçlarının minyatür ustası oldu. 32 yıldır talika, kağnı ve faytonların minyatürlerini yaparak geçmişi gelecek nesillere taşıyor.

AHŞABA OLAN İLGİSİ SANATA DÖNÜŞTÜ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Tıp fakültesi hastanesi uyku bozuklukları merkezinde uyku teknisyeni olarak görev yapan Özcan Abacı, boş zamanlarını değerlendirmek ve kendi kültürünü yaşatarak gelecek nesillere aktarabilmek adına minyatür araçlar yapmaya başladı.

                Ahşaba olan ilgimden dolayı bu işe başladığını belirten Özcan Abacı, 'Aslında çocukluğum babamın yanında demir doğrama atölyesinde geçti. Daha sonra demir doğrama atölyesini kapatınca kendimi çok boşlukta hissettim. Ahşapla uğraşmaya başladım. İlk saksılar yaptım. Bir gün gazete kupüründe gemi modeli gördüm. Nasıl bir gemi modeli yapabilirim diye düşünmeye başladım. Denizcilik bilgim yok, elinizde malzemede yok. Âmâ yine de kartonlarla, kaplama ahşaplarla, model gemi yaptım. Arkadaşlarım çok beğendi. Daha sonra başka gemi modeli yapan arkadaşlarla tanışınca aslında hiçbir şey yapmadığımı fark ettim. Çünkü ben pazardan aldığım oklavayla geminin serenini yapmıştım. Orada hiçbir orijinallik yoktu. İlk yaptığım gemi modelini hemen attım. Diğer arkadaşların yaptıklarından esinlenerek onlardan da destek alarak daha farklı orijinaline sadık kalarak gemi modelleri yapmaya başladım.' Şeklinde konuştu.
                'Ölçülere göre 5 defa küçülterek tınaz makinesini yaptım'

                İlk olarak garajda bulunan tınaz makinesinin fotoğraflarını çekerek 1/5 ölçekli maketini yapmaya karar verdiğini belirten Abacı, 'Yakın çevremde amcamın garajında duran tınaz makinesini yapmaya karar verdim. İlk öncelikle ölçeklendirdim, fotoğraflarını çektim. Fotoğrafları ölçülere göre 5 defa küçülterek tınaz makinesini yaptım. İlk tınaz makinesini yaparken de yine malzeme yönünden çok eksiktim. Mesela onun dişlerini ve vidalarını manüel santralı bozarak yaptım. Onun dişlerini, vidalarını kullandım. Dönemin Valisi Mehmet Cansever, Edirne'ye gelen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tınaz makinesini hediye etmiştim. Bir dönüm noktasıydı hatta. Aradan zaman geçtikten sonra beni ben yapan insan rahmetli valimizle Bahri Yücel'le tesadüfen tanıştım. Tanışma neticesinde yaptıklarıma çok ilgi gösterdi.2000 yılında Devecihan Kültür Merkezinde benim bir atölye açmamı sağladı. Gerekli olan aletleri, ekipmanları tamamladı. Burada ne üretmek istiyorsan, Edirne'ye ait bir şeyler üret şeklinde konuştu.' açıklamasında bulundu.
                'Elime fırça almış bir insan değildim'

                Aslında ilk merakım fayton olduğunu fakat faytonda metal aksan, sarı aksan çok olduğu için ona cesaret edemediğini belirten Abacı, ilk olarak daha kolay olarak gördüğü talika yapmaya yöneldiğini söyledi.
                Abacı, 'Talika, ahşap yönüyle daha fazla , renklendirmeleri ve çizimleri çok fazlaydı. Talikaya yöneldim. Var olan bir talikanın ölçülerini çıkardım ve fotoğraflayarak ölçeklendirdim. İlk talikayı meydana çıkardık. Talika meydana çıktıktan sonra elime fırça almış bir insan değildim. Yani boyama konusunda herhangi bir yeteneğim yok ve bilgimde yok. Kültür müdürünün eşi sağ olsun yardımcı oldu ve ilk talikamı kendini boyamıştı. O yapabiliyorsa ben niye yapamayayım mantığıyla bende eskizlere başladım. Yavaş yavaş çizimler yaptım. Boyaları öğrenmeye başladım. Hep araştırdım. Bu arada ahşap seçimi de önemli. Tornada çekeceksiniz ahşabı, sert ağaçlar kullanmak gerekir. Ahşap seçimini öğrendim. Nerede ne yapmalıyım, ne kullanmalıyım. Ihlamur mesela benim çok sevdiğim bir ağaçtır. İşlemesi, zımparalaması ve şekillendirmesi kolaydır. Tornada da kayın, meşe gibi sert ağaçları kullanarak talika ve fayton maketlerini yaptım.' Dedi.
                'Trakya bölgesinden festivale katılan ilk ve tek kişiydim'
                Türkiye genelinde 86 ustanın katıldığı Altın Eller El Sanatları Festivali davet edilen ve Kültür Bakanlığı, geleneksel el sanatları sanatkârı kimlik belgesi alan Abacı, 'Rahmetli valimizin yine teşvikiyle Kültür Bakanlığının düzenlediği bir yarışmaya katıldım. Yarışmada herhangi bir derece alamadım ama bakanlık benden 15 tane talika modeli yapmamı istedi. Bunları yaptım ve oraya verdim.2004 yılının sonunda o zamanın kültür bakanı için bir sergi açtım. Stant kurup ürünlerimi sergiledim. Bakan beğendi. Son zaman birisi geldi ve tekrar tekrar inceledi. Ne yaptığımı ,neler kullandığımı o kadar detaylı sordu ki. Kültür Bakanlığından bir telefon aldım ve İstanbul'da Sultanahmet Meydanında ilk defa gerçekleşecek olan bir festival var. Altın Eller El Sanatları Festivali. Buraya davet edildim. Orda Türkiye Genelinde 86 ustaydı. Dokumacı, seramikçisi, çinicisi vb. vardı. Bende talika modelleriyle katıldım. Orada bize Kültür Bakanlığı, geleneksel el sanatları sanatkarı kimlik belgesi verildi. 2005 yılında bu Türkiye'de ilkti. Sergi beğenildi daha sonra İzmir ve Antalya'ya taşındı. Geleneksel hale getirilip her ay yıl farklı yerlerde düzenlenmeye başladı. Edirne'den değil Trakya bölgesinden festivale katılan ilk ve tek kişiydim. Bu tek olma sebebiyle de Kültür Bakanlığının düzenlediği Altın Eller El Sanatları Festivali'nde her sene hep yer aldım. Diğer ustalar hep değişerek geldiler ama ben tek olduğum için her zaman yer aldım. Şuan Kültür bakanlığında 4800 genç sanatkâr belgesi almış usta var.' İfadelerine yer verdi.
                'Bir talikanın yapımı yaklaşık olarak 1 ay sürüyor'
               
Talikanın aslını yapan birçok usta olduğu fakat minyatürü ustalığında her detayı 1 kişinin üstlendiğini belirten Abacı, her şeyi tek başına yapmak zorunda olduğu için torna, metal işleme gibi birçok ustalığı öğrendiğini söyledi.

                Abacı, 'Bir talikanın yapımı yaklaşık olarak 1 ay sürüyor. Şimdi önceden talikaları yaparken ustalar farklı farklı bölümleriyle ilgileniyorlardı. Ahşap kısmını yapan, metal kısmını yapan, boyama kısmını yapan farklı kişilerdi. Burada hepsini ben yapmak zorundayım. Küçük yani minyatür olduklarından dolayı da zorlukları var. Üzerinde ki bütün parçaları kendiniz yapmak zorundasınız. Yaparken de sarı kaynağını, gümüş kaynağını bilmek zorundasınız. Tornada ahşap çekebilmeli, metal işleyebilmelisiniz. Bunların üzerinde ki her şeyi orijinalliğine sadık kalarak yapıyorum. Sizin görmediğiniz ama benim bildiğim eksikler var.' Şeklinde konuştu.
                'Çırak maalesef yetişmiyor'

                Kültür Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı Özcan Abacı, minyatür talikaların yapımının uzun sürdüğü için çırak yetişmediğini insanların kolay para kazanmak için uğraştan kaçtıklarını söyledi.
                Abacı, 'En büyük sorunlardan birisi de bu. Hep söylerim insanlar çok kolay para kazanmanın derdinde. Basitçe bir şeyler yapsın hemen satsın mantığındalar. Bizde böyle bir şey yok. Düşünün ki 1 ay uğraştığınız bir ürünü bugün askeri ücretin çok daha altında veriyorum yüzden insanları cezbetmiyor. Bu yüzden çırak maalesef yetiştiremedim.' Şeklinde konuştu.

Ebru Yıldız Günenç 

Bakmadan Geçme