AB-Türkiye nikâh toplantısı

Avrupa Birliği Bölgesel İşbirliği Toplantısı, Edirne'de bir dönem nikâh salonu olarak da kullanılan Edirne Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Toplantıda Gürkan, Türkiye ve AB'nin, nikâh yolunda emin adımlarla ilerlediğini söylerken Avrupa Bölgeler Komitesi Başkanı Karl-Heinz Lambertz ise Türkiye ve AB'yi evlenmeyi başaramayan ve ölmeden önce evlenmeyi hedefleyen eski âşıklara benzetti. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcı Eleftheria Pertzinidou ise Türkiye ile AB'nin aynı yatakta olduğunu belirtirken Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı 'Bizim derdimiz yatakta olmak değil ailede olmaktır' dedi.

AB-Türkiye nik&acirch toplantısı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Avrupa Birliği Bölgesel İşbirliği Toplantısı, Edirne Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Türkiye Belediyeler Birliği işbirliğinde, Edirne Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Başkanı Karl-Heinz Lambertz, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Eleftheria Pertzinidou, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Avrupa Birliği'nin konu ile ilgili delegasyon üyeleri, Türkiye'den çok sayıda Belediye Başkanı ve bürokrat ile Yunanistan ve Bulgaristan'dan Belediye Başkanları katıldılar.

                Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Gürkan, Edirne Belediyesi Kültür Merkezi ile bilgi verirken; 'Burası 1930 yılında Edirne'nin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yapılmış bir elektrik fabrikasıdır. 1965 yılına kadar bu amaçla kullanılarak, kentin elektrik ihtiyacını karşılamış ve 1965 yılından sonra da kaderine terk edilmiş, zamana dayanamayarak çökmüş. Bizim dönemimizde de 2014 yılında restorasyonuna başlanarak 2017 yılında restorasyonu tamamlandı ve anneler gününde biz bu binayı hizmete açtık. Bu bina günümüzde Kültür Merkezi ve Nikâh Salonu olarak hizmet veriyor. Bu kürsüye çıkarken hepimiz, bu kürsünün altındaki yoldan yürüyerek çıktık. Bizim oturduğumuz yerde büyük bir nikâh masası var ve hayata yeni başlayacak olan, evlenecek çiftlerin nikâhlarını burada kılıyoruz. Türkiye ve AB, nikâh yolunda emin adımlarla ilerliyor, yolumuzu bitirdik, kürsüye çıktık, önümüzdeki günlerde sağlam adımlarla AB ile Türkiye'nin nikâhını kıyacağız diye düşünüyorum' ifadelerine yer verdi.

                Gürkan'ın konuşmasının ardından toplantıda bir konuşma da Avrupa Bölgeler Komitesi Başkanı Karl-Heinz Lambertz yaptı. Lambertz, konuşmasında toplantının bir nikâh salonunda düzenlenmesinin sembolik bir görsel sunduğuna dikkat çekerken; 'Bu nikâh, bir türlü evlenmeyi başaramayan ve ölmeden önce buna ulaşmayı hedefleyen eski âşıklarda olduğu gibi ve bir gün nikâhımız kıyılabilir. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ile sınır ötesi işbirliği konusunda Brüksel'de konuyu ele alma fırsatımız oldu. İletişim güçlendirilmesi ve başarılı bir işbirliğinin, ortak çıkarların sağlanması konusunda bugünkü buluşma çok önemlidir. AB için hukuk devleti, demokrasi, adalet, yerel bağımsızlık, azınlıkların korunması ve sağlıklı komşuluk ilişkileri son derece hayati konulardır. Türkiye'nin 3,5 milyondan fazla Suriyeli göçmeni ağırladığını unutmamalıyız ve bu konuda Türkiye'yi takdir etmeliyiz. Bu konuda da AB tarafından Türkiye'ye çeşitli yardımlar sağlanmaktadır. Son 10 yıla baktığımızda AB Sınır Ötesi İşbirliği Programı'ndaki fonlardan Türkiye'nin çok fazla faydalandığını biliyoruz. Ve dün bunlardan birkaç tanesine şahit olduk. Günümüzde sınır ötesi işbirliği Bulgaristan ile sınırlıdır. Edirne ve Bulgaristan önemli projeler üretemeye devam etmektedir. Genel olarak bu programlar vatandaşlarımızın barışı, huzuru ve dünyaya açılımı için önemlidir' sözlerine yer verdi.

'Birlikte yataktayız'

                Lambertz'in konuşmasının ardından toplantıda bir konuşma da Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Delegasyon Başkan Yardımcı Eleftheria Pertzinidou yaptı. Pertzinidou, konuşmasında Edirne'nin, Avrupa'ya açılan kapı olarak bilindiğini söylerken; 'AB ve Sınır Ötesi İşbirliği Toplantısı için mükemmel bir yer ve aynı zamanda Türkiye-AB ilişkisinin geliştirilmesi içinde çok güzel bir fırsat. AB ile Türkiye ilişkilerinin şu anki durumu hakkında çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Ne zaman evleneceğimizi bilmiyorum ama kesin şu ki birlikte yataktayız. Hep birlikte ortak küresel zorluklarla karşı karşıyayız. İklim değişikliği, insanların kitlesel göçü veya bölgesel eşitsizlikler gibi konular hepimizi ilgilendiriyor. Sınır Ötesi İşbirliği Programı, yerel yönetimleri ve sınır bölgelerde yaşayan insanlar arasındaki işbirliğini geliştirmeyi hedeflemektedir. Sınır Ötesi İşbirliği Programı'nın hedefi eşit, dengeli ve sürdürebilir bir ilişki geliştirmek, bölgeler arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve AB içindeki entegrasyonu daha da ileriye taşımaktır' dedi.

Katolik evlililiği benzetmesi

                Pertzinidou'nun ardından toplantıda bir konuşma da Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı yaptı. Kaymakçı, konuşmasında Pertzinidou'nun '˜Türkiye ile birlikte yataktayız' sözlerine cevap verirken; 'Bizim derdimiz yatakta olmak değil; bizim derdimiz ailede olmak, evde olmak, Avrupa evinde olmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız da söyledi; bizim, AB ile ilişkimizde herhangi bir ilişki istemiyoruz. Özel bir ilişki de istemiyoruz. Sözde bir ayrıcalıklı ortaklık da istemiyoruz. Cumhurbaşkanımızın Roma'da söylediği gibi Türkiye, AB ile ilişkisinde bir Katolik evliliği istiyor. Biz başka bir seçeneği düşünmüyoruz. Önemli olan bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetmek ve Türkiye'nin gerçekten üyelik koşullarını bir an önce yerine getirmesi, Avrupa'da layık olduğu noktaya gelmesi, aynı zamanda AB'yi küresel bir aktör haline getirmesidir' ifadelerine yer verdi.

'40 milyon Avro'luk bütçe var'

                Kaymakçı, Türkiye'nin, bölgeler komitesinin faaliyetlerine aday olarak katıldığını belirtirken; 'Bugünkü toplantımızın ana konusu sınır ötesi işbirliğidir. AB'de 20'ye yakın sınır ötesi işbirliği programı var. Bunların bazıları ikili, bazıları çok taraflıdır. Türkiye sadece 2 programa dâhil. Bunlardan bir tanesi Türkiye-Bulgaristan sınır ötesi işbirliği programıdır. Bulgaristan'dan Hasköy, Yambol ve Burgas; Türkiye'de de Edirne ve Kırklareli bu programdan yararlanıyor. Önümüzdeki dönemde de 40 milyon Avro'luk bir bütçe söz konusudur. Ulusal katkılarla birlikte sınırda bulunan 5 şehirle birlikte kasabalara, ilçelere katkıda bulunacağına inanıyoruz' dedi.

Kaymakçı Enez'de dalacak

                Türkiye'nin taraf olduğu programlardan bir tanesinin de Karadeniz Havzası Sınır Ötesi İşbirliği Programı olduğunu söyleyen Kaymakçı; 'Burada da Türkiye'nin Karadeniz sahilindeki tüm illeri ve Trakya, bu programdan yararlanıyor. 8 ülkeyi içine alıyor. Bu program kapsamında Enez'de, sualtı eğitim merkezi kuracağız. Yeraltına bir müze oluşturacağız ve dalgıçlar için bir çekim merkezi olacak. Aynı zamanda bir dalgıç olarak kuracağımız müzeyi bugün ziyaret etmek istiyorum' sözlerine yer verdi.

'Yunanistan programı politize ediyor'

                Türkiye ile Yunanistan arasında sınır ötesi işbirliği programının başarılamadığını açıklayan Kaymakçı; 'Biz Türkiye olarak bunu çok istiyoruz. Ancak komşumuz Yunanistan, ısrarla bu programı politize etmeye çalışıyor. Sınır ötesi işbirliği programıyla Ege Denizi'nde kara suları ne olmalı, hava sahası ne olmalı gibi 2 ülke arasında henüz mutabakat sağlanamamış konuları, bu program içine sokmaya çalışıyor. Bunu yapınca da başarılı olamıyoruz. Akdeniz havzası ile ilgili de proje var ve biz buna da katılmayı gerçekten istiyoruz' dedi.

'Maalesef ilişkilerimiz alt düzeyde'

                2015 yılında yaşanan göç krizi ile birlikte Türkiye ile AB ilişkilerinde hareketlenme yaşandığını hatırlatan Kaymakçı; '3 tane zirve gerçekleştirildi. Türkiye ve AB, 18 Mart 2016'da mutabakat sağlamıştı. 18 Mart Mutabakatı, 6 konuyu içeriyor. Göç konusunda işbirliği yapılması, Türk vatandaşlarına Schengen Bölgesi'nde vize serbestisi sağlanması ve Türkiye'nin AB'ye geri kabul anlaşması uygulaması, gümrük birliği güncellemesi, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin canlandırılması, terörle mücadelede daha yakın işbirliği yapılması, Türkiye ve AB arasında üst düzey diyalog toplantılarının ve Türkiye-AB zirvelerinin düzenli olarak yapılmasıdır. Ama bugün maalesef çok farklı bir noktadayız. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra, son dönemde Türkiye'nin Suriye politikası ve Kıbrıs adası etrafındaki sondaj çalışmaları nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinde maalesef çok alt düzey bir ilişki noktasına geldik. Bunun hiç kimseye yararı olacağına inanmıyorum. Türkiye ve AB'nin birbirine daha yakın olması lazım. Daha fazla diyalog ve angajman olması gerek' ifadelerine yer verdi.

'AB fon akışını hızlandırmalı'

                Göç konusunda Türkiye'nin, AB ve Avrupa'nın yükünü tek başına omuzladığını söyleyen Kaymakçı; '3,7 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yapıyoruz. Yarım milyondan fazla Afgan, Pakistanlı, Sri Lankalı ve Afrikalı da Türkiye'dedir. Türkiye yaklaşık 4,2 milyon yabancıya ev sahipliği yapıyor. AB, göç konusunda daha fazlasını yapabilir. Türkiye tek başına 40 milyar dolardan fazla katkıda bulunmuşken AB daha fazlasını yapmalı. AB'den beklentimiz, fon akışını hızlandırmasıdır. Bu yardımı Türkiye almıyor, bu yardım Türkiye'deki Suriyelilere verilen bir yardımdır' dedi.

'Vize serbestisi arzuluyoruz'

                Avrupa'nın sınırlarının, Türkiye'nin Güneydoğu sınırları olduğunu belirten Kaymakçı; 'Türkiye'nin İran'la Irak'la Suriye'yle olan sınırlarıdır. Eğer bir önlem alacaksak, ortak bir çalışma yapacaksak çalışmalarımızı Avrupa'nın ortasında değil, Türkiye'nin güneydoğu sınırlarında başlatmamız gerekir. Türkiye, üzerine düşen son 6 kriter, önümüzdeki aylarda yerine getirilecek. Bu 6 kriterden sonra tüm vatandaşlarımızın AB ülkelerine özgürce seyahat etmesini arzuluyoruz. Dün bölgede bir tur attınız, vizenin yarattığı sorunları bizzat gördünüz. Birçok yerel yöneticimiz, vize alamadıkları için ya da geç vize aldıkları için sınır ötesi işbirliği programlarının uygunlanmasında da güçlükler yaşıyorlar. Dolayısıyla bizim her koşulda bu vize sorunundan kurtulmamız lazım. Hiçbir Türk'ün, diğer AB ülkelerine akın etmek gibi bir derdi yoktur. Vize kalkarsa eminim Avrupa'da yaşayan birçok Türk, Türkiye'ye gelecektir. Bundan korkmamamız lazım. Vize serbestliği bir kazanç kazanç meselesidir. Milyonlarca Türk vatandaşı, diğer Avrupa ülkelerini seyahat edecektir, yerel yönetimlerimiz daha fazla işbirliği yapacaktır. Otellerimiz, seyahat firmalarımız daha çok kazanacaktır, istihdam artacaktır. Halklardan halklara diyalog açıcından da önemli bir kazanç olarak görmek lazım. Umarız önümüzdeki dönemde bu konuda da önemli gelişmeler olur' sözlerine yer verdi. Kaymakçı'nın konuşmasının ardından toplantıya ara verilirken; toplantının ikinci bölümü basına kapalı olarak devam etti. 

 

 

Bakmadan Geçme