40 YIL HATIRI OLAN SANAT
Edirneli kahve işletmecileri ve '˜barista'lar, 1 Ekim Dünya Kahve Günü'nde kentin kahve kültürünü GÜNDEM'e anlattılar. Edirnelilerin, Türk kahvesi ve hafif kahveleri tercih ettiklerini belirten kahve sanatının ustaları, Bulgar ve Yunan turistlerin kahve zevklerini de anlattılar. Türkiye'de kahve kültürünün diğer ülkelere göre geride kalsa da son yıllarda gelişim gösterdiğini söyleyen kahveciler, 40 yıllık hatırlı kahvenin sanatına ait inceliklerinden de bahsettiler.
Uluslararası Kahve Örgütü tarafından 1 Ekim'de kutlanan Dünya Kahve Günü, dünyanın çeşitli ülkelerindeki şehirlerinde kutlanırken; Edirne'deki kahve işletmecileri ve baristalar, kentin damak tadını GÜNDEM'e anlattılar. Türk kahvesinden Espresso'ya, Latte'den Americano'ya sıcak ve soğuk yüzlerce çeşidi olan kahvenin 40 yıllık hatrını günümüzde sanata dönüştüren baristalar, Edirnelilerin yanı sıra sınır komşuları Bulgar ve Yunanların da kahve tercihlerini açıkladılar.
Saraçlar
Caddesi'nde ilk dikkat çeken işletmelerden biri olan Coffee Shot Stop'da
barista olarak çalışan Emre Bozkur (26), kahvenin geçmişten günümüze gelen
hazırlanış biçimlerinden Türk kahvesi ile ilgili yanlış bilinenleri anlatırken;
Tahmis Meydanı'nda 2019'un Aralık ayından bugüne hizmet veren Coffee Sabor
işletmecisi İnan Alpaslan (37) ise Türkiye'nin kahve kültürünün gelişimine
dikkat çekti.
'TÜRK KAHVESİ YANLIŞ TÜKETİLİYOR'
Bozkur,
Türkiye'de kahve kültürünün yurt dışına göre daha az gelişmiş seviyede olsa da
gelişim gösterdiğini belirtirken; '5-6 yıldır hem işin boyutu, hem de halkın
sektöre yaklaşımı değişti. Türkiye'de bölgesel olarak kahve çeşitleri yok.
Yoğun olarak Türk kahvesi tüketiliyor. Ama o da yanlış tüketiliyor. Türk kahvesinin
demlenme süresi var. Bazı firmaların kötü kahveyi müşteriye sunmasıyla o alanı
da yok etmeye başladılar. Ama biz elimizden geldiğince kahve kültürünü
insanlara doğru bir şekilde tanıtıp, bunun bir meslek olduğunu, disiplin
gerektirdiğini ve içeriğini yönetmek gerektiğini aktarmaya çalışıyoruz'
ifadelerini kullandı.
'TÜRK KAHVESİ EN İYİ KAHVELERDEN'
Türk
kahvesinin yanlış bilinen yöntemlerinden birinin makineleşmiş kahveler olduğunu
açıklayan Bozkur; 'Büyüklerimiz, cezvede bilinçsiz bir şekilde pişirilen
kahveyi 2 dakikada demliyorlardı. İşin ehli kişileri tarafından belirlenmiş
standart süresi ise 1 dakika 45 saniyedir. Türk kahvesi, dünyada en ince çekime
sahip kahvelerden biridir. Uzun süreyi aştığında kahve, kendi kendini cezve ya
da makinenin içinde yakmaktadır. Bu yüzden ağzımızda acımtırak bir tat
bırakmaktadır. '˜Bir acı Türk kahvesi yap da içelim' sözü buradan gelmektedir.
Bu durum, bilinçsiz bir şekilde oturmuş bir damak tadıdır. Aslında Türk kahvesi
iyi demlendiğinde dünyanın en iyi kahvelerinden biridir. Ne yazık ki teknoloji
ve insanların biraz da finansal boyuta döktüğü süreçten sonra tamamen yanlış demlenip
yanlış hizmete sunuluyor' dedi.
'BALKANLARIN ETKİSİ VAR'
Bozkur,
işletmede yaklaşık 100 çeşit kahve yaptıklarını açıklarken; 'Edirne'de insanlar
Türk kahvesinin yanı sıra espresso da tüketiyorlar. Çünkü burası Balkanlara
geçiş güzergâhında bulunuyor. Balkanlar'da yaşamış insanların buradaki
talepleri sonucu espresso bazlı kahveler göze batacak seviyede satılmaktadır.
Espresso, içimi, çekimi, kavrulması apayrı bir kahvedir. Yoğun bir tadı vardır.
Türk kahvesine göre alt dalları daha fazladır' sözlerine yer verdi.
'BULGARLAR ESPRESSO YUNANLAR FRAPPE'
Bulgaristan
ve Yunanistan'dan gelen turistlerin kahve tercihlerini de açıklayan Bozkur; 'Bulgaristan'dan
gelen turistler daha çok espressoyu tercih ederken, Yunanistan'dan gelen
turistler daha çok freddo espresso, frappe gibi sulu kahveleri tercih
ediyorlar. Arada cappuccino, mocha, karamel macchiato gibi kahveleri de arada
tercih ediyorlar. Edirne bir geçiş güzergâhı olduğu için burada sadece Bulgar
ve Yunan turistler de olmuyor. Kübalı, İspanyol, İngiliz, Polonyalı, Boşnak
müşterilerimiz de oluyor. Kahve satışlarımız pandemiden sonra biraz düşüş
yaşadı ama durumdan şikâyet etmiyoruz. Sonuçta bu durum sadece bizim değil,
dünyanın genel bir sorunudur. Buna rağmen karnımızı doyurabiliyoruz. İsyan
etmiyoruz ama eskiye göre işlerimiz düştü. Edirne'de şu anda öğrenci de yok ve
bazı bölgelerden turist de gelmiyor. Biz şu anda sadece yerele hizmet veriyoruz
ama memnunuz' dedi.
'KAHVE İLE İLGİLİ YANLIŞ BİLGİLER VAR'
İnsanların
kahve ile ilgili yanlış bilgelere sahip olduğuna dikkat çeken Bozkur; 'Kahvenin
insan kimyasına gerçekten faydası var. İnsanlar, kahve sert olduğunda mideyi
yaktığını, tansiyonu yükselttiğini sanıyorlar. Böyle durumlarda ya kötü bir
kahve içmişsinizdir ya da o anki havanın sıcaklığına göre daha yoğun bir kahve
içmişsinizdir. Ben günlük kahve tüketen bir insanım. Böyle durumlarla hiç
karşılaşmadım. Çünkü ne tür bir kahve içeceğimi bildiğim için sağlık açısından
hiç zorlanmadım. Ama ilk defa kahve içen bir insan sert bir americano içerse
onu yoracaktır. Hafif bir latte içtiğinde bu sorunu yaşamaz. Bu bir seviye
gibidir; yumuşak kahveden sert kahveye doğru gider. Kahve vücudu izole görevi
görür. Ayrıca mide öz suyunu dengede tutar ve kırışıklıklara çok iyi gelir.
Kalp hastaları çarpıntı yaptığını düşünerek kahve içmez ama bir alakası yoktur.
Kafein, kandaki pıhtılaşmayı giderici bir özelliğe sahiptir' ifadelerine yer
verdi.
'GRANÜL KAHVE ÇOK ZARARLI'
Bozkur, Türkiye'de
granül kahve satışının çok yüksek olduğunu belirtirken; 'Granül kahve, vücuda
çok zararlı kimyalar içermektedir. Tüketilmesi sağlık açısından iyi değil.
Aşırı derecede koruyucu madde harmanlanarak insanlara çok cüzi miktarda satışa
sunuluyor. '˜Ucuz etin yahnisi olmaz' diye güzel bir söz var. 1 TL'ye kahve içmek
mantıklı gelebilir ama sağlık açısından mantıksızdır. O yüzden insanların
granül kahve içmesini desteklemiyorum. Taze çekim Türk kahvesi ya da espresso
bazlı kahveler içmelerini öneririm. Bizdeki fiyatlar aslında değil. Kahvenin
olması gereken fiyatları bunlardır. Biz daha sanatsal bir işletmeyiz ve kahve
pahalı bir zevk değil' dedi.
'ÇEŞİT ARTINCA ÇİZGİDEN ÇIKABİLİYOR'
Coffee
Sabor işletme sahibi İnan Alpaslan ise 2019 yılının Aralık ayında kahve
işletmeciliğine başlaman önce de kahveye ilgisinin olduğunu söylerken; 'Daha
önce kahve sektöründe çalışmasam da evimde iki adet yarı profesyonel kahve
makinem vardı. Burada sıcak ve soğuk kahve çeşitlerimiz var. Espresso tabanlı
olmak üzere americano, cappuccino, latte, mocha, flat white; soğuklarda ise ice
latte, fredo espresso, ice americano, ice mocha gibi çeşitlerimiz var. Çok
fazla rakibimiz olduğu için çeşidimizi arttırdığımızda bize iş yükü olarak geri
dönüyor. O yüzden bu standartlarda olmaya çalışıyoruz. Bazı şeyleri daha güzel
verebilmek amaçlarken çeşit artınca çizgisinden çıkabiliyor' sözlerine yer
verdi.
'KAHVE BİR ZEVKTİR'
Kahvenin
insanlar için bir zevk olduğunu söyleyen Alpaslan; 'İnsanların kahve içerken
keyif almalarını istiyorum. Hoşuna gitmediğinde para vermeyebilirler. Bu benim
zevk alarak yaptığım bir iş. Sabah işimi açarken ayaklarım geri gitmiyor. Akşam
evime giderken de mutlu bir şekilde gidiyorum. Bunun maddi bir getirisi de olunca
insan daha da mutlu oluyor' dedi.
'EDİRNELİLER HAFİF KAHVE SEVİYOR'
Edirnelilerin
damak tadının daha çok sütlü kahvelere yönelik olduğunu belirten Alpaslan; 'Türk
kahvesini elbette seviyorlar ama onun dışında cappuccino ve latte içiyorlar.
Bizim insanımız hafif içim kahveleri seviyor. Espresso ya da o bazda kahveler
ağır geliyor. Beyaz çikolata, normal çikolata ya da karamel gibi aromaları da
tercih ediyorlar. Bulgarlar ise tamamen espresso tercih ediyorlar. Yunanlar da
frappe ve fredo espresso seviyorlar. Bunları soğuk olmasına rağmen kışın bile
içebiliyorlar' ifadelerini kullandı.
'GENÇLER DAHA ÇOK ÖNEMSİYOR'
Alpaslan,
Türkiye'nin kahve kültüründe diğer ülkelere göre çok geride olduğunu
açıklarken; 'Çünkü kahve denilince bizim aklımıza Türk kahvesinden başka bir
kahve gelmiyor. Türkiye'de yeni oluşan bir kahve kültürü var ve fazla açık da
değiliz. İnsanlar yeni bir yere gittiğinde sevdikleri kahvenin dışına çıkmak
istemiyorlar. Büyük firmalar bunları çeşitlerle aşmaya çalışıyor ama kahve
sektörü gelişmesi gereken bir sektör. Ama ülkemizde yaşlılar tarafından
önemsenmiyor. Gençler daha çok önemsiyor. İlerleyen süreçte bizim de kahve
kültürümüz oturacaktır. Şu anda küçük adımlarla ilerliyoruz. İnsanlar evlerinde
de deniyorlar, farklı tatlar bulmaya çalışıyorlar. Doğu ve Batı'nın kahve
çeşitlerini harmanlayıp kendi kahve çeşidimizi de çıkarabiliriz. Özellikle
gençlerden gelen istek sevindirici' dedi.
'KAHVENİN ÖZEL SANATI VAR'
Granül
kahve ile çekirdekten üretilen kahve arasındaki farkları da açıklayan Alpaslan;
'Granül kahve ile bizim çekirdekten yaptığımız kahve arasında işlenmişlik oranı
çok fazla. Granül kahve birçok işleme girerek elde ediliyor. Kimyasal açıdan
bakıldığında birçok işlemden geçiyor. Çekirdek kahvenin ise kavurma seviyesi ve
menşei var. Granül kahve ve süt tozu, sağlık açısından iyi değil. Fakat
insanımız granül kahveye çok fazla ilgi gösteriyor. Evde yapabilmek çok basit
olunca yönlenmiş durumdalar ama çekirdek kahvenin tadı ve aroması daha üstün. Baristalık
zor değil ama basit de değil. Bazı şeyler gerçekten ölçüm ile ilgili. Çekirdek
kahvenin çekimi bile aslında matematik gerektiriyor. Çekirdek kahveyi çok ince
çekersen müşteriye acı kahve olarak gidiyor. Çok kalın olduğu zaman da ideal
demlenme süresini elde edemiyorsun. İdeal kıvamı bulmak gerekiyor. Kahvenin
özel bir sanatı var' diye konuştu.