30 yıllık hüznün kareleri

Fotoğraf Sanatçısı ve Gazeteci Behiç Günalan'ın 40 adet fotoğrafından oluşan '˜Göçün Orta Yeri Hüzün' fotoğraf sergisi açıldı. 1989'da Bulgaristan'dan Türkiye'ye zorunlu göç nedeniyle gelen soydaşların objektife yansımasından oluşan sergide, zorunlu göçün tanıkları yaşananları anlattı. Zorunlu göçle gelen muhacirlerden Diş Hekimi Basri Öztürk, zorunlu göçte bilinmeze doğru yolculuk yaşadığını söyleyerek 'Çünkü Türkiye ile ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Türkiye'ye şaşkın bakışlarla gece saatlerinde giriş yaptık' dedi. Günalan ise sergideki bir fotoğrafının ABD'de Stanford Üniversitesi'nin göç ile ilgili akademik yayınına kapak olduğunu açıkladı.

30 yıllık hüznün kareleri
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Fotoğraf Sanatçısı ve Gazeteci Behiç Günalan'ın 1989 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye zorunlu göç nedeniyle gelen soydaşlardan oluşan '˜Göçün Orta Yeri Hüzün' fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleşti. Edirne Kent Müzesi'nde açılan sergide, 30 yıl önce Kapıkule Sınır Kapısı'nda yaşananlar göz önüne serildi. Serginin açılışına; Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Edirne Kent Müzesi Müdürü Recep Soyupak, Behiç Günalan, Edirne Fotoğraf Sanatı Derneği Başkanı Serdar İyiiz, fotoğrafseverler ve vatandaşlar katıldılar.

Serginin ile ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Günalan, gazetecilik mesleğinden gelen bir fotoğraf sanatçısı olduğunu hatırlatarak; 'Bugünkü sergi, gazetecilik yaptığım profesyonel dönemdeki yıllara ait bir belgesel çalışmadır. Kapıkule'de 1989 yılında Bulgaristan'dan zorunlu bir göç olayı yaşadık. Yaklaşık 350 bin kişilik zorunlu bir sürgün, Edirne'de karşılandı. Sergide onunla ilgili haber için çekilmiş fotoğraflar var. Ama bugün haber değerinden çok tarihe tanıklık etme özelliği var. 30 yıl önce yaşanmış bir olay ve hafızlarımızı tazeletmesi bakımından bir etkinlik oldu. Edirne Belediye'mizin Kent Müzesi'nde böyle bir etkinlikle tekrar geçmişte yaşanmış bu olayı hatırlamaya ve geçmişten ders çıkarmaya çalışıyoruz' ifadelerine yer verdi.

1989 yılındaki zorunlu göç zamanında fotoğrafladığı bazı insanlarla sergilerinde karşılaşma fırsatım olduğunu açıklayan Günalan;'Bu fotoğraflar, Türkiye'nin birçok yerinde gösterildi. Çok sürpriz isimler geldiler, sahnede sarılıp ağlaştığımız kişiler oldu. Fotoğrafların anısı çok var. Bebekliğinde çekilen bir fotoğraftaki soydaş, yıllar sonra kucağında çocuğuyla gelmişti. Bunlar da bize hep duygusal travmalar yaşattı. Şu anda sergide 40 fotoğraf var. Benim şu andaki fotoğraf deneyimim ile haber amacıyla çektiğim fotoğrafları birbirinden ayırmak lazım. Bugünkü kriterlere göre bu fotoğrafların çok büyük bir bölümüne dönüp bakmam bile. Ama haber ve belgesel amaçlı öyle fotoğraflar var ki. Örneğin; 2. Dünya Savaşı'nda Normandiya çıkarmasında bir fotoğraf var. İnanılmaz flu ama dünyanın en iyi fotoğraflarından biri. Çünkü o olayı anlatan tek fotoğraf. Bu fotoğraflar da geçmişten günümüze kalan fotoğraflardır. Kusurlarıyla kabul ettik. Ama sanatsal anlamda baktığımızda en başta ben eleştiririm' dedi.

'Sağlık çadırında gönüllü çalıştım'

Günalan'ın açıklamalarının ardından söz alan Dr. Tanrıkulu ise 1989 yılındaki zorunlu göç sırasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenci olduğunu belirterek; 'Kapıkule'ye bir sağlık çadırı kurulmuştu ve gönüllü sağlık hizmeti vermiştik. 3 ay boyunca Kapıkule'deki sağlık çadırının altında çalışmıştım. O zaman Behiç Günalan ile tanışmıyorduk ama aynı yerde bulunmuştuk. Behiç Günalan'ın bu fotoğraflarından bir tanesi de ABD'de ünlü bir kitabın kapağı oldu' sözlerine yer verdi.

'ABD'de kitap kapağı oldu'

Tanrıkulu'nun hatırlatması üzerine Stanford Üniversitesi'nde akademik bir kitabın kapağı olan göç fotoğrafını tanıtan Günalan; 'ABD'de Stanford Üniversitesi'nde göçle ilgili bir çalışma yapılıyordu. İnternet üzerinden ulaştıkları bir göç fotoğrafımı çok beğenmişler. Hazırladıkları kitabın kapağı olup olamayacağı konusunda izin istediler. Sonuçta da Stanford Üniversitesi'nde akademik bir kitabın kapağı oldu' dedi.

'89 göçünde kayıt görevlisiydim'

Serginin açılış konuşmasını ise Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan gerçekleştirdi. Gürkan, konuşmasında '˜Göçün Orta Yeri Hüzün' fotoğraf sergisinde Edirne'nin temel taşlarından biri olan Günalan'ın objektifinden fotoğraflar olduğunu söyleyerek; 'Göç, Edirne için en önemli unsurlardan birisidir. Edirne nüfusunun neredeyse tamamı göçmenlerden oluşuyor. Buna ben de, Behiç Günalan da, birçoğumuz dahiliz. 1989 göçü, bizim kuşağımızın hafızalarında yer eden bir göçtür. 89 göçünde ben de Fevzipaşa İlkokulu'nda kayıtla görevlendirmişlerdi. O insanların göçteki buruklukları, gözlerindeki kaygı, korku, telaş hâlâ gözlerimin önündedir. Ne zaman bir Bulgaristan Türk'ü görsem, o yaptığım kayıtlar aklıma gelir' ifadelerine yer verdi.

'Muhacir ile göçmen karıştırılıyor'

Gürkan, zorunlu göç ile Türkiye'ye gelen soydaşların birçoğunun göçmen diye tasvir edilmesine rağmen muhacir olduklarını söyleyerek; 'Muhacir ile göçmen, hep birbirine karıştırılan kavramlardır. Göçmen, kendi isteğiyle, planlayarak göç edendir. Muhacir ise yaşadığı, doğduğu yeri, atalarının mezarlarını bile terk etmek zorunda kalan ya da bırakılan kişidir. O yüzden bizim büyük çoğunluğumuz muhacirdir. Bütün hatıralarını, özgeçmişini, varlığını bırakıp; bazen bir manda arabasına, bazen de tahta bir valize sığdırarak yeni diyarlara gitmek zorunda kalan kişileriz. Hem geleceğe bir vesika olması, hem de o dramı bir kez daha hafızalarımız nakşetmek için bu çalışma, çok değerli bir çalışmadır' dedi.

4 yeni müze sözü

Edirne Kent Müzesi'nin 2 yıl önce 5 Mayıs tarihinde açılışının gerçekleştirildiğini hatırlatan Gürkan; 'Yaklaşık 2 yıl oldu ve bu süre zarfında Kent Müze'mizin 75 bin civarında ziyaretçisi oldu. Kent Müze'mizi açarken en büyük hedefimiz bir başlangıç yapmak, kentin bütün geçmişini kronolojik olarak gözler önüne sermek ama bunu bir anaç müze olarak görüp, burası oturuşturduktan sonra da yeni tematik müzeler açmaktı. Önümüzdeki dönem 4 müze daha açmak istiyoruz. Göç Müzesi, Kırkpınar Müzesi, Oyuncak Müzesi ve Kurtuluş Savaşı'nda Edirne Müzesi. Bu 4 müzeyi önümüzdeki dönem mutlaka Edirne'mize kazandıracağız. Sevgili ustam Behiç Günalan'ı kutluyorum' sözlerine yer verdi.

Zorunlu göçü anlattı

Gürkan'ın konuşmasının ardından fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Serginin ziyaretçileri arasında 1989 yılında zorunlu göç ile Türkiye'ye gelen muhacirlerden Diş Hekimi Basri Öztürk de yer aldı. Öztürk, sergiyi gezdiği sırada duygusal anlar yaşarken, basın mensuplarına zorunlu göç sırasında yaşadıklarını anlattı. Öztürk; 'Sergideki fotoğrafları gördükçe tüylerim ürperiyor. İnsan o yıllara geri dönüyor. Düşüncelerimi sözle ifade edemiyorum. O yıllarda 26 yaşındaydım. Yeni mezun bir diş hekimiydim. Türkiye'ye 1 yaşındaki oğlumla birlikte geldik. Bir bilinmeze doğru yolculuktu. Çünkü Türkiye ile ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Türkiye'ye şaşkın bakışlarla gece saatlerinde giriş yaptık. Gözlerimizi sabaha karşı İstanbul'da açtık. Daha sonra Bursa'ya yolculuk oldu. Kader, Edirne'ye gönderdi. 20 yıldır Edirne'de yaşıyorum' dedi. Sergi, 17 Mart Pazar gününe kadar Edirne Kent Müzesi'nde gezilebilecek.