114 bin TL'lik Türkçe cezası
Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu, Edirne Balkan Türkleri Federasyonu, Edirne Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği işbirliğinde kurulan Demokratik İnsan Hakları Ligi Teşkilatı'nın 30'uncu kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlenen panelde konuşma yapan Bulgaristan Dost Partisi Genel Başkanı Lütfü Mestan, Bulgaristan'da Türkçe konuşması nedeniyle 19 kez 2 bin Leva ceza aldığını açıkladı.
Balkan
Rumeli Türkleri Konfederasyonu, Edirne Balkan Türkleri Federasyonu, Edirne
Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği işbirliğinde kurulan Demokratik
İnsan Hakları Ligi Teşkilatı'nın 30'uncu kuruluş yıldönümü düzenlenen panelle
kutlandı. Panele; Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Zürfettin
Hacıoğlu, Dost Partisi Genel Başkanı Lütfü Mestan, Edirne İl Emniyet Müdürü Ali
Kemal Kurt, Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu ile Trakya'daki
Balkan Türkleri Derneklerinin yönetim kurulları ile üyeleri katıldılar.
Panel; Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Balkan coğrafyasında
katledilen Türk ve Müslümanlar anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal
Marşı'nın okunması ile başladı. Panelin açılış konuşmasını Zürfettin Hacıoğlu
yaptı. Hacıoğlu, konuşmasında 2019 yılı Mayıs ayında, 1989 yılında gerçekleştirilen
zorunlu göçün 30'uncu yıldönümü olacağını ifade ederek; 'Bu nedenle Edirne'de
1988 yılında kurulan Demokratik İnsan Hakları Ligi panelini gerçekleştirmeye
karar verdik. 2019 yılı Mayıs ayında da 30 yıl önce Kırklareli'nin Kavaklı
Beldesi'nde güzel bir anma töreni yapacağız' ifadelerine yer verdi.
Hacıoğlu,
konuşmasında Teşkilat Kurucusu Mustafa Ömer'in panele katılamayacağını
bildirmesine tepki göstererek; 'Çok üzüldüm. Her şeyden önce Bulgaristan'da ve
ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaşayan 37 gazimiz aramızdadır. Katılmamasının
sebebini biliyorum, açıklayacağım da. Bunu siyasi konuşma olarak kabul etmeyin.
Siz, rejim kuvvetlerinin tanklarına karşı dik durdunuz ama Ahmet Doğan çetesine
boyun eğiyorsunuz. Ben bunu kabul edemiyorum. Belediyeden bir daireni elinde alırlar,
kızını işten atarlar diye bu tür panellere katılmıyorsunuz. Ama geçmişte
göstermiş olduğunuz bu tavırdan dolayı büyük bir değeriniz vardır. Ama
Bulgaristan devletinde bugün de çok büyük bir asimilasyon vardır. Biz
panelimizi yapacağız, yapmaya da devam edeceğiz' dedi.
'Tarih
kitaplarına girmeli'
Hacıoğlu'nun
konuşmasının ardından bir konuşma da Bulgaristan Dost Partisi Genel Başkanı
Lütfü Mestan yaptı. Mestan, konuşmasında panelin kendileri için öneminin çok
büyük olduğunu vurgulayarak; 'Maalesef 1984-89 yılları arasında yaşadığımız
acı, komünist rejimin asimilasyon politikasından yaşadığımız acılar, tarih
kitaplarında şu anda yerini almadı. Gençler bunu yakın zamanda unutacak. Bu
olaylar tarih kitaplarına girmeli. Çünkü tüm Avrupa'da, yalnız Bulgaristan'da
bir buçuk milyon Türk ve Müslüman asimile edildi, isimlerimiz değiştirildi,
dinimiz yasak edildi. Yalnız Bulgaristan'da komünist rejimin sözde '˜soya dönüş'
adı altında asimilasyon politikası gerçekleştirdi. Niçin bu Bosna'da ya da Makedonya'da
olmadı? Tek bir nedeni var. Çünkü Bulgaristan'da yalnız Balkan yarımadasında
değil; tüm Avrupa'da en çok sayıda yaşayan Türk ve Müslüman azınlık var'
sözlerine yer verdi.
'Türk'ten
Bulgar olmaz'
Mestan,
1912 Balkan Harbi'nden sonra Bulgaristan'da milli güvenlik anlayışı açısından
en kritik konunun Türkler ve Müslümanlar olduğunu söyleyerek; 'Bizleri yalnızca
Bulgaristan komünist rejimi değil; ondan önce ve şimdi de Bulgaristan devleti
ve derin devleti Türkleri ve Müslümanları, Türkiye'nin bir uzantısı gibi
görüyor, risk gibi, tehlike gibi, bölücü gibi görüyor. Bizleri yok etmek için
farklı stratejiler geliştiriyorlar. Balkan Harbi'nden sonra sürgün etmişler ve
dedelerimizi, ninelerimizi kesmişlerdir. 1912 yılında Kırcaali'de yaşayanların
yüzde 100'ü Türk'tü. Bugün Kırcaali'de sözde Türk partisi denen partinin
yöneticileri, 21 Ekim'i Kırcaali'nin resmi bayramı gibi kabul ediyor. Komünist
rejim, Türklerin sayısını yüzde 10'dan aşağı düşürmek için göç politikası
yapmıştır. Çünkü Bulgaristan, Türklerin sayısının yüzde 10'dan fazlası
olmasıyla uluslararası anlaşmaları imzalamak zorunda kalacaktı. Bu da yetmedi,
1984-89 yıllarında tüm Türklerin isimleri değişti. Türk'ten Bulgar olmaz. Bu
asimilasyon politikasına karşı çıkan gerçek kahramanlardan 37'si bugün bu
salondadır. Sayın gaziler, bugünü biz sizlere borçluyuz. Ama bunlar bilinmiyor.
Belene'de ölen binlerce kişi unutuldu. Bulgaristan Demokratik İnsan Hakları
Ligi'nin rolü, tarih kitaplarına girmesi lazım. Yalanlara son vermemiz lazım'
dedi.
'6'şar
bin TL'den 19 ceza yedim'
Bulgaristan'ın
asimilasyon politikasının bitmediğini söyleyen Mestan; 'Eskiden asimilasyon
politikası açık bir şekilde yapılıyordu. Tanklarla, silahlarla, asker ve
polisiyle yapılıyordu. Şimdiyse gizli yapılıyor. Bulgaristan'da Türkleri temsil
ettiği söylenen parti, sizi hapse gönderenlerin heykellerini yapmaya kalktı.
Bunun Türklükle hiçbir alakası yoktur. Bulgaristan'da bizim haklarımız halen
yerine gelmiş değil. Son 2 yıl içerisinde yalnız ana dilimde konuştuğumdan
dolayı toplantılarda 19 ceza yedim. Şimdi ben Türkçe konuştukça bana 2 bin Leva,
Türk parasıyla 6 bin TL para yapar, o kadar ceza yedim. 6'şar bin TL'den 19
ceza yedim. Milli dava devam etmektedir. Ben bugün buraya propaganda yapmaya
gelmedim. Siz, Türklük adına çürüdünüz,
'˜Biz Türk'üz, bizden Bulgar olmaz' dediniz. 1 yıl önce 24 Mart'ta Kırcaali'de
20 bin kişinin önünde ilk olarak ana dilimde Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini
söyledim; '˜Ne Mutlu Türküm Diyene' dedim. Benden sonra halk da aynısını
tekrarladı. Türklüğü, kimliğimizi genç nesle aşılamak, bizim siyasi değil
insanlık borcumuzdur' ifadelerine yer verdi. Mestan'ın konuşmasının ardından Trakya
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim üyesi Dr. Bülent Yıldırım,
Araştırmacı Yazar Mehmet Türker ve Teşkilat Kurucusu Sabri İskender'in
konuşmaları ile panel gerçekleştirildi.