'TÜRKİYE'DEKİ TERÖRİST SAYISI, İLK KEZ 200'ÜN ALTINA DÜŞTÜ, SAYI 197'YE GELDİ'
Bakan Soylu, Keşan ilçesinde Gökçetepe Milli Parkı'nda düzenlenen AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Eğitim ve Motivasyon Kampı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin terörle mücadelede önemli bir noktaya geldiğini belirtti. Bakan Soylu, 'Bu akşam itibarıyla Türkiye'deki terörist sayısı, içerideki ilk kez 200'ün altına düştü, sayı 197'ye geldi.' dedi.
Türkiye'deki terörist sayısının ilk kez 200'ün altına düştüğünü vurgulayan Soylu, "Bu akşam itibarıyla Türkiye'deki terörist sayısı, içerideki ilk kez 200'ün altına düştü, sayı 197'ye geldi. Bunu şunun için söyledim; terörden arındırılan Türkiye, huzurlu bir Türkiye'dir." diye konuştu.
Hakkari'ye gittiğinde esnafla sohbet ederken yanına
bir genç geldiğini, 'Bakanım ben üniversiteyi kazandım" dediğini anlatan
Soylu, konuşmasına şöyle devam etti: "Dedim
ki 'Ne güzel, hayırlı olsun, ben normal bir iş olarak görmüştüm. 'Ama nereyi
kazandım biliyor musunuz?' dedi. 'Tıp fakültesini kazandım' dedi. Size bir
rakam vereceğim 2016'da Hakkari'de tıp fakültesini kazanan kişi sayısı 0,
2017-2018 yılında kazanan sayı 0. 2019-2020 yılında 4. 2020-2021 yılında
kazanan sayısı 19. Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve Cumhur
İttifakı'mızın mücadelesinin ne olduğu, belki de bu rakamlarla ortaya çıkar.
Geçen hafta Ağrı'ya gittim. Ağustos ayında Ağrı Dağı'na tırmanışta her gün
600-650 kişinin kampı vardı. En zirveye kadar. Sevgili gençler bizim ülkemize
huzur yakışır, kardeşlik ve beraberlik yakışır. Zenginlik yakışır güçlü ve
büyük bir Türkiye yakışır."
Soylu, Keşan
ilçesinde Gökçetepe Milli Parkı'nda düzenlenen AK Parti İstanbul Gençlik
Kolları Eğitim ve Motivasyon Kampı'nda yaptığı konuşmada, çok heyecanlı bir
gençlikle karşılaştığını ve çok mutlu olduğunu söyledi.
Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
gençlere selam ve başarı dileklerini iletti. Türkiye'de geçmiş yıllarda siyaset
yapılmasının zorluklarına değinen Soylu, şunları ifade etti: "Cuma günü 17 Eylül'dü. Rahmetli
Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idam edilişlerinin 60. yıl dönümüydü. Bu ülkede
bir dönem milletin adamı olan siyasetçilerin idam edildiği, hapislere atıldığı
dönemlerdi. Bizim gençliğimizdeki siyasette milletin adamlarının
itibarsızlaştırmaya çalışıldığı dönemlerdi. Biz şöyle büyüdük, Hürriyet
gazetesinin üst sağ köşesinde rahmetli Adnan Menderes'in idam fotoğrafının
bulunduğu, siyasete ayar verilmeye çalışıldığı, 'eğer bizim dediğimizi
yapmazsanız sonunuz bu olur' diye sürekli parmak sallandığı bir dönemde
büyüdük. Bizim gençliğimizde 80'in
hemen sonrasında, 80 öncesi olayları örnek göstererek, annelerin babaların
'aman şu işin uzaklarında durun' diye tembihlemeye çalıştığı bu ülkenin
evlatlarının, bu ülkenin yarınının kaderine, yarınlarına kendi elleri ve
iradeleriyle uzanmak, uzatılmak istenmemesinin sürekli tembih edildiği,
ürkütüldüğü, korkutulduğu günlerde olduk. Sadece o değil siyasetin sürekli
itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, millet kimi iktidara getirirse 'tu kaka'
yapılmaya çalışıldığı ve gazete manşetlerinden sürekli aşağılanmaya çalışıldığı
günlerde büyüdük. Sanki bu ülkenin geleceğini siyaset değil de bu ülkenin geleceğini
dışardan talimat verenlerin, içeride onlara biat edenlerin, onlara uyanların
yapabileceğini ifade eden bir anlayış içinde büyüdük."
Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'ye öz
güvenini kazandıran bir lider olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Siyasetin horlandığı, 'siz anlamaz,
siz beceremezsiniz, siz gerçekleştiremezsiniz, siz kimsiniz ki ülke olarak
bunları yapabilir kabiliyette olduğunuzu hissediyorsunuz' dediği sürekli
aşağılandığı günlerde büyüdük. Bugünün o günlerden farkı nedir biliyor musunuz?
21. yüzyıl başlarından itibaren Recep Tayyip Erdoğan'sız beceremezsiniz, siz
başaramazsınız, siz yapamazsınız, siz bizim dediğimizi eğer yapmazsanız, sizi
61'de olduğu gibi 80 darbesinde olduğu gibi değerlerini aşağıladığımız, sizi
ötekileştirdiğimiz 28 Şubat'ta olduğu gibi öz güveninizden yoksun bireyler,
fertler haline getirir, sizi kendi değerlerinizin aslında başkalaştırılmasına
çalışıldığı ve 'bin yıl boyunca 28 Şubat süreci devam edecek' diye gençken
kafalarımıza sokulan anlayışı, 21. yüzyılın başından itibaren değiştiren bir
liderin anlayışıyla beraber Türkiye'ye yeni bir şey zerk edildi, 'biz
başarabiliriz, biz becerebiliriz, biz gerçekleştirebiliriz' diye bir öz güven
dolu anlayışla beraber Türkiye yolculuğuna devam ediyoruz."
Türkiye'nin sadece Türkiye için değil tüm mazlum
coğrafyalar için güçlü olması gerektiğinin altını çizen Soylu, "Bugün AK Parti varsa, bugün burada
binlerce genciyle bir aradaysak bilmenizi istiyoruz ki bize parmak salladığında
başını öne eğen, süklüm püklüm olan değil bu memlekete inanan, bu memleketin
gençlerine, bu memleketin üretimine, yarınlarına inanan, medeniyetimize, ezanı
Muhammediyemize, bayrağımıza, istiklal ve istikbal anlayışımıza inanan bir
siyasi partinin mensuplarının 60'a kafa tutarak, 71'e kafa tutarak, 80'e kafa
tutarak, bizi ötekileştirmeye kafa tutarak 'hayır siz yoksunuz millet var,
inancımız var, irademiz var' diyen bir anlayış olduğu için bugün burada bu
yolculuğumuza devam ediyoruz. Ağzım dolu dolu söylemek istiyorum makamlar gelip
geçicidir ama Allah'ın her birimize yüklediği sorumluluklar ilk insan Hz.
Adem'den sonsuza kadar devam edecek bir yükümlülüktür." dedi.
"Bizler iyilik medeniyetinin çocuklarıyız,
sorumluluklarımız sadece bu topraklar için değildir biz zengin olmak
zorundayız." ifadesini kullanan Soylu, şunları söyledi: "Bugün Libya'yı, Suriye'yi,
Filistin'i, Afganistan'ı görünce, suya hasret bu dünyanın insanlarını görünce
biz ayaklarımızın üzerinde dimdik durabilme kabiliyetine daha fazla sahip olan
bir anlayışı gerçekleştirmeliyiz. Sevgili genç arkadaşlarım, Tayyip Erdoğan'ın
Türkiye'yi yönetmediği zamanlarda biz adımımızı dışarı atıp, etrafımızda terör
koridorlarına yönelik 'bunu yapamazsınız' diyebilme kabiliyetine sahip olmayan
bir Türkiye vardı. Bugün her türlü
haksızlığa, her türlü insan dışılığa, çocukların katledilmesine, yaşlıların
öldürülmesine, coğrafyaların yetim coğrafyası olmasına itiraz eden bir Türkiye
olduğu için kim ne derse desin, ister Amerika desin, ister Avrupa desin, biz
etrafımızdaki coğrafyayı huzura, barışa ve kardeşliğe getirmeye yemin etmiş,
kimseden korkmayan, kimsenin parmak sallamasından korkmayan, etrafımızdaki
coğrafyada binlerce kilometrekare evlatlarımızla Türkiye'nin gücünü, kudretini,
kardeşliğini ortaya koymaya çalışan, 'siz çıkamazsınız' diyenlere 'ne derseniz
deyin biz çıkarız' diyen bir ülkenin evlatlarıyız. Onun için güçlü, kudretli
olmalıyız. Onun için birlik içinde olmalıyız, kenetlenmeliyiz."
"Çok zor
günler geçirdi bu ülke"
Türkiye'nin çok zor zamanlardan geçtiğini belirten
Soylu, şunları kaydetti: "İnanınız
bize, biz çok şeyler gördük. Bu ülkenin terörle sindirildiği, bir günde
milyonlarca insanın işsiz kaldığı günleri gördük. Hep başımızı öne eğdirmek
istediler. Her şeyi siyasete, her şeyi bu ülkenin adamlarına, milletin
adamlarına yüklemeyi alışkanlık haline getirenlerin o anlayışlarını gördük.
Karşılarında süklüm püklüm siyasetçileri ve devlet adamlarını görüp
istediklerini istedikleri zaman yapabilecekleri bir tahakkümde kendilerini
hissettikleri anlayışları gördük. Gecenin
saat 9'unda karda, yağmurda, çamurda, emekli maaşını alabilmek için banka
kuyruğunda üşüyerek bekleyen büyüklerimizin vicdan azabıyla beraber kavrulduk.
'Ne zaman geçecek bunlar?' dedik. Uçağa binmenin lüks olduğu, ancak zenginlerin
binebildiği bir Türkiye sembolünün içinden geçtik. Millet için bir şeyler
yapmaya çalışanların, bu ülkenin yarınlarına güçlü adımlar atmak isteyenlerin
itibarsızlaştırıldığı o günleri gördük. Yani Özal'dan Erbakan'a kadar bin bir
türlü hikayenin, bin bir türlü iftiranın, bin bir türlü anlayışın kendi
istekleri olmayınca çamur atıldığı günleri gördük. İdam fotoğraflarıyla
korkutulduğumuz günleri gördük. 'Bu ülkenin emekli maaşları ödenecek mi
ödenmeyecek mi?' diye hükümet yöneticilerinin korkular içinde olduğu günleri ve
bunları büyük bir eziklik içinde milletimize yansıttığı günleri gördük. Çok zor
günler geçirdi bu ülke."
"Bizi
hep önümüze baktırmaya çalıştılar"
Türkiye'nin de Erdoğan'ın da üzerine tüm güçleriyle
gelenlerin olduğunu dile getiren Soylu, şöyle dedi: "Türkiye'nin üzerine bu kadar güçlü geliyorlar. Tayyip Erdoğan'ın
üzerine bu kadar güçlü geliyorlar da ayakta durulmasının muhakkak sebepleri
vardır ama en önemlisi de Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaktır. Sayın
Cumhurbaşkanımız bana dedi ki 'İdlib'de mazlumlar var, onları yalnız bırakmayalım.'
gittik dolaştık, döndük. Gördüğüm tablo 200 yıl öncesinin Türkiye tablosu
gibiydi. Belki de 300 yıl. Bazıları bizim gönderdiğimiz, bazıları kendi
edindiği, çamurun içinde, kimisinin kolu kesik, kimisinin ayağı bombayla
parçalanmış, bir çadırın içinde 10 tane, 15 tane çocuğun başında başı eğik,
gözlerini umutsuzluk bürüyen bir kadının ne yapacağı endişesi...
Gülmeyi
unutmuş yüzler, tamamen unutmuş yüzler. 'Biz nasıl bir savaşın ortasında
kaldık?' diyen, 'Yarın ne olacak?' diyen, 'Çocuklarımıza nasıl ümit vereceğiz,
onlara ne anlatacağız?' diyen insanlar. Kıymetli kardeşlerim, bizi hep önümüze
baktırmaya çalıştılar. Ufku bize haram kılmaya, geleceğimizi haram kılmaya
çalıştılar. Kendi meselelerimizle uğraşalım istediler, bir birimize düşelim
istediler. Bizim dinimizin bize en büyük öğreticisi teyittir, birliktir, bizi
ondan uzaklaştırmak istediler. Biz 100 yıl önce o coğrafyanın insanlarıyla aynı
bayramı birlikte kutluyorduk, aynı düğünlerde, aynı milletin insanları olarak
halay çekiyorduk."
Soylu'nun konuşması ara ara programa katılan
gençlerce atılan "Bu kadar soysuza
bir Soylu yeter" sloganıyla kesildi. Soylu, gençlerden her zaman dimdik
olmalarını istedi. Geleceğin teminatı gençlerin yöneteceği Türkiye'nin
bugünkünden daha güçlü olacağına inandığını ifade eden Soylu, "Biz sizinle
gurur duyuyoruz. Sadece gurur duymuyoruz bilmenizi istiyoruz, biz size
inanıyoruz. Bilmenizi istiyorum sizin yönettiğiniz Türkiye bizim
yönettiğimizden daha güçlü olacak, daha kudretli olacak ve dünyaya sözüne hakim
olan bir Türkiye olacak." dedi.
"Türkiye'yi
yarınlara daha güçlü taşıyacaksınız"
Erdoğan'ın farklı bir lider olduğunun altını çizen
Soylu, şunları kaydetti: "Eğer
bizim gençliğimizde Erdoğan gibi bir liderimiz olsaydı bilmenizi istiyorum ki
bugün Türkiye bambaşka noktalarda olacaktı. Sağına soluna bakan bir lider
değil, 'acaba ne olacak' diye ürken bir lider değil, Allah'ına inanan,
milletine inanan ve 'ben sadece Allah'ın önünde eğilirim' diyen bir lider.
Merhameti bilen bir lider, bizden farkınız budur. 'Bu devletin hakimi
millettir' diyen bir lider. Bu
devletin çalışanlarını 'milletimize hizmetkar olursanız benim gözümde varsınız'
diyen bir lider. 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek bizim kimin önünde
eğileceğimizi, kimin önünde eğilmeyeceğimizi bize ifade eden bir lider. Girdiği
her seçimde milletin önünde giden, hesap veren, bundan ürkmeyen, bundan
korkmayan bir lider. Yetimlerin varlığını, gözyaşlarında hisseden bir lider.
Anne bilen, evlat bilen, ülke bilen bir lider. Sizin bizden farkınız bu. Ve
inanıyorum ki bütün bu anlayışı yarınlara daha güçlü taşıyacaksınız."
Erdoğan ile birlikte 2023'e geleceğin imzasını atmak
istediklerini dile getiren Bakan Soylu, şöyle devam etti: "2023'e kadar çok gayret göstermeliyiz. 2023 e kadar herkese gidip
2023'ten sonra dünyaya sözünü söyleyecek ve her yerde sözü dinlenecek bir
Türkiye'yi zengin bir Türkiye'yi, güçlü bir Türkiye'yi büyük bir Türkiye'yi
değerlerine sadık bir Türkiye oluşturabileceğimizi ifade edecek anlayışı hep
birlikte oluşturmalıyız. Bu hedefe
hep birlikte hazır olmalıyız. Durmamalıyız çalışmalıyız, koşmalıyız, Recep
Tayyip Erdoğan ile birlikte 2023'e geleceğin imzasını atmalıyız. Buna hazır
mısınız? Allah bizi size mahcup etmesin inşallah."
Erdoğan
gençlere seslendi
Bakan Soylu, programlara katılan "Reis'i ara,
Reis'i ara" sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla aradı.
Gençlere seslenen Erdoğan, bu gece gençlerin buluşmasının sadece Edirne değil,
Trakya'nın geleceği için hayırlara vesile olmasını diledi.
Gençlerle birlikte olmanın hasreti içinde olduklarını
ifade eden Erdoğan, gençlere şöyle seslendi: "İnşallah en yakın zamanda sizlerle bir arada olmanın hasreti
içindeyim bunu da özellikle bildirmek istiyorum. Bütün gençlerimize en kalbi
duygularla selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. Gözlerinizden öpüyorum. Y
kuşağı da, Z kuşağı da, X kuşağı da şu anda karşımda. Siz bu kuşakların
tamamını teşkil ediyorsunuz. Çok çalışmaya var mıyız? Gayrete var mıyız? Ona
göre bu kuşakları kimseye kaptırmadan 'bu kuşaklar AK Parti'de toplanmıştır'
demenizi özellikle sizlerden bekliyorum. Tekrar gözlerinizden öpüyorum. Sayın
Süleyman beye de özellikle çok çok teşekkür ediyorum. Yarın da Amerika
yolculuğumuz var. İnşallah Birleşmiş Milletlerin karşısında Türkevi'nin
açılışını yapacağız. Türkevi'de inşallah ülkemiz için New York'ta çok çok
muhteşem bir sembol olacak. Sağ olun var olun, çok teşekkür ediyorum."
Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlere
hitabının ardından kendisini dinleyen gençlere teşekkür ederek, şunları
kaydetti: "Cumhurbaşkanımız öyle
güzel sözler söyledi ki onun söylediği sözlere bizim yapacağımız tek bir şey
var, uymak ve çalışmak. Buna söz veriyor muyuz? Erdoğan'ın milletimize 2023'e,
2053'e, 2071'e güçlü ve büyük Türkiye'ye söz veriyor muyuz ? 'Bütün kuşaklar bizimdir'
diye söz veriyor muyuz? Allah sizden razı olsun, Allah bizi size mahcup
etmesin. Allah bizi ülkemize, milletimize mahçup etmesin. Allah bizi gelecek
nesillere mahcup etmesin. hepinizi, saygıyla, sevgiyle, hürmetle
selamlıyorum."
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe,
AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Teşkilat Başkanı Osman Şahin, AK Parti
İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Osman Tomakin'in de konuştuğu programa TBMM
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı ve AK Parti Edirne
Milletvekili Fatma Aksal, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu da
katıldı.