'Tarımsal kalkınma borçla olmaz'
CHP İl Genel Meclisi Süloğlu üyesi Önder Cin, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal'ın son 18 yılda tarımsal kredi kullanımının 87 kat arttığını söylediği açıklamasına cevap verdi. Cin, çiftçinin borcunu borçla ödediğini belirtirken tarımsal kalkınmanın borçla olmayacağını söyledi. Cin, üretilecek ürünün fiyatının bir yıl önce açıklanmasını talep etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Genel Meclisi Süloğlu Üyesi Önder Cin, 5 Nisan Pazartesi günü meclisi ziyaret eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Edirne Milletvekili Fatma Aksal'a tepki gösterdi. Aksal, Edirne'de son 18 yılda tarımsal kredi kullanımının 87 kat arttığını söylediği açıklamasına tepki gösteren Cin, çiftçinin borcunu borçla ödediğini söyledi. Cin, basın mensuplarına yaptığı açıklamada gübre fiyatlarında yaşanan artışa da dikkat çekerken; köylerdeki yaş ortalamasını hatırlattı. Döviz kuru nedeniyle ithalatta sorun yaşanacağını belirten Cin, çiftçinin öngörülebilir bir tarım politikası beklentisi içinde olduğunu söyledi.
'KALKINMA BORÇLA OLMAZ'
Milletvekili
Aksal'ın İl Genel Meclisi'ndeki konuşmasını hatırlatan Cin; 'Geçtiğimiz
Pazartesi günü AK Parti Milletvekilimiz Sayın Fatma Aksal, İl Genel Meclisi'ne
geldiğinde 2002-2020 yılları arasında çiftçiye ve tarıma yaptıklarını anlattı.
Sayın Fatma Aksal'ın söylediklerini söylüyorum; '2002 yılında Edirne'de Ziraat
Bankası'ndan kullanılan kredi 11,8 milyon TL. Ama günümüzde kullandırılan kredi
1 milyar TL' diyor. Doğru söylüyorsunuz Sayın milletvekilim, kredi arttı ve
bunun yanında çiftçilerin kredi kullandığı 5 tane özel banka da var. Tarıma
verdiğiniz kredilerin 87 kat arttığını, tarımı zenginleştirdiğinizi söylediniz.
Kalkınma hiçbir zaman borçla olmaz. Burada çiftçi yatırmış ve çekmiş; borçlar
kartta yığılmış ve büyümeye devam ediyor. Çünkü çiftçi hayvancılıktan, tarımdan
para kazanamıyor' ifadelerini kullandı.
'ÇİFTÇİ BÜYÜMEDİ'
2020
yılında Lalapaşa ve Süloğlu ilçelerinde kuraklık, don ve dolu olaylarının
yaşandığını belirten Cin; 'Sayın milletvekilimden isterdim ki bölgemize gelerek
o çiftçilerin sorunlarını dinlesin. Bizim bölgemizde 150-200 kilo buğday
ortalaması biçildi. Ayçiçeği ise 60-80 kiloydu. 2002 yılındaki amonyum sülfat
gübresi 162 TL imiş, dün itibariyle aldığım fiyat 2 bin TL'dir. Amonyum nitrat
176 TL imiş, şu anda 2 bin 170 TL. Üre 237 TL imiş, dün 3 bin 520 ile 3 bin 700
TL arasında satılıyor. 20/20 gübresi 254 TL imiş, dün itibariyle 2 bin 820 TL.
2002 yılında buğdayın kilosu ortalama 270 TL imiş, en pahalı olan gübre 254 TL
imiş. 1 ton buğday sattığın zaman istediğin gübreyi alabiliyormuşsun. Bugün
buğday 2 bin 100 TL bandında ve 1 ton gübre almak için ne kadar buğday
satıyorsunuz? Aradaki makası herkes bilsin. Çiftçi büyümedi' dedi.
'KÖYLERDE GENÇ KALMADI'
Cin,
Edirne'nin köylerindeki çiftçilerin yaş ortalamasının 58-60 yaşlara dayandığını
söylerken; 'Köylerde genç nüfus diye bir şey kalmamış. Çünkü gençler
görüyorlar, hesap yapıyorlar. Tarım ve hayvancılıktan para kazanılmıyor. Yeni
nesil; 'Dedem, babam yapmış ama ben para kazanmadığım, zarar ettiğim bir işi
yapmam' diyor. Artık tarım buraya geldi. Bunun anlatacak bir tarafı yok.
Köylerde 35-40 yaş altında kaç tane çiftçi var? Sayın milletvekilimiz destek
verdiklerini söylüyor. 2002 yılında süt 34 kuruş, yem 20 kuruşmuş. Bugün süt 2
bin 800 TL, yem ortalaması 2 bin 500 TL. Aradaki pariteye herkes baksın ve bunu
doğru konuşalım; kimseyi kandırmayalım. Ben üreticiyim; benim gibi kırsalda
yaşayanlar tarımda neler çektiklerini biliyorlar. Bu şartlarda üretim nasıl
yapılır?' sözlerine yer verdi.
'ÜRÜNÜN FİYATI 1 YIL ÖNCE AÇIKLANSIN'
2020
yılında baraj ve gölet doluluk oranlarının düşük olması nedeniyle sulama
yapılamadığını ve ürün verimliliğinin kötü olduğunu belirten Cin; 'Bu yıl
yağışlarımız güzel gidiyor. Bu yıl tek ümidimiz verimlerin iyi olması.
Pandeminin etkisiyle de fiyatlarda geçen yıldan bugüne bir yükselme var.
İktidarın elinde ithalat kozu da kalmadı. Dışarıdan buğday, mısır, et, canlı
hayvan getirme de bitti arttık. Bu döviz şartlarında kimse artık malını dışarı
satmıyor. Satın alma şansımız kalmadı. Milli ve yerlilik deniyorsa yapılacak
tek şey çiftçiye destek olmaktır. Çiftçiye öngörülebilir bir üretim politikası
üretilmelidir. 19 yıldan beri iktidar olan bu parti, hangi desteği hangi tarihte
ödeyeceğini rayına sokamadı. Çiftçi hangi ayda, hangi desteği alacağını bilsin
ki ona göre gübre, tohum, mazot alacak. Bizde Bakan çıkıp ödeme yapılacağını
söylüyor, 2 gün sonra ertelendiğini açıklıyor. Böyle iş olmaz. Bizler çiftçi
olarak artık destek istemekten de vazgeçtik. Bizim üreteceğimiz ürünün fiyatı
bir yıl önce açıklansın. Çiftçinin bütün üretim kapasitesi devletin elinde var.
Bunlar 100 yıl önceden planlansın, çiftçi de ona göre üretsin, arz fazlalığı
oluşturmasın. Bu yıl patates ve soğan üreticisi rezil oldu. Çiftçiye yazık
etmeyelim. Üretecek insan kalmayacak ve ithal de edemeyeceğiz' diye konuştu.