'ŞEHRİN VİCDANINI YARALIYOR'
İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, TBMM'de yaptığı konuşmada Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2 ayrı bakanlığa ayrılmasını savundu. Çakırlar, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün çalışmalarına da dikkat çekerken vakıf kiracılarının yaşadıkları problemleri hatırlattı. Edirne'de Zindanaltı kazıları, Yemiş Kapanı Hanı, Uzunköprü gibi tarihi yapıların restorasyon beklediğini söyleyen Çakırlar 'Restorasyona alınmaması bu şehrin vicdanını yaralamaktadır' dedi.
İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM), 2021 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Bütçe Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kapadokya Alan Başkanlığı bütçesi ile ilgili konuşma yaptı. Çakırlar, İYİ Parti Grubu adına yaptığı konuşmasında kültür ve turizm kelimelerinin anlamına dikkat çekerken; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili önerilerde bulundu. Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı köylerdeki kumsalların MUÇEV tarafından kiralandığını hatırlatan Çakırlar, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün öğrencilere verdiği burslara da dikkat çekti. Vakıf kiracılarının yaşadıkları problemleri de açıklayan Çakırlar, Edirne'deki tarihi yapıların restorasyon sürecinin başlatılmasını talep etti.
KÜLTÜRLÜ BAŞLANGIÇ
Kültür
kelimesinin kökenine dikkat çekerek konuşmasında başlayan Çakırlar; 'Kültür
kelimesi, Latince '˜cultura' kelimesinden dilimize geçmiş, anlam olarak toprağı
ekerek ürün biçmek, üretmek anlamında kullanılmıştır. Günümüzde ise çok daha
farklı anlamlarla karşımıza çıkmakta ve farklı konseptlere konu olarak hem bir
anlam genişlemesi, hem de bir anlam kaybına uğramıştır. Bu kelimeyi ülkemizde
hars, ekin kelimesi olarak kullanan entelektüelimiz de vardır. Ancak kültür,
yaygın olarak bir ülkenin sınırları içerisinde kalan ve o ülkede yaşayan halka
ait âdet, görenek, gelenek, inanış ve ritüellerini belirleyen kavram olarak
kullanılmaktadır' ifadelerini kullandı.
TURİZMİN ANLAMINA DİKKAT ÇEKTİ
Konuşmasına
'˜turizm' kelimesinin anlamı ile devam eden Çakırlar; 'Turizm kelimesine
gelince, genel olarak ikamet edilen yerden dışarıya tüketici olarak tatil,
dinlenme, eğlenme gibi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılan seyahat,
geçici konaklama hareketlerinin karşılığıdır. Diğer bir tanımda turizm, dinlence
veya iş amaçlı bir yerden yola çıkarak belli bir destinasyona yönelen insani
faaliyet olarak da kavramlaştırılmıştır' dedi.
'KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI AYRILMALI'
Çakırlar,
kültür ve turizm kavramlarının birbirleriyle bağdaşmadığını söylerken; 'Şöyledir
ki kültür, turizm gelişmesi ve turizme katkı sağlayabilmesi için bir ikame
olarak kullanılabilir fakat kültür, turizmin yanında üvey evlat muamelesiyle
karşı karşıya kalmaktadır. Turizm ve kültürle ilgili uzmanların görüşleri de
dikkate alındığında Kültür ve Turizm Bakanlığı birbirinden ayrılmalı ve ayrı
birer Bakanlık oluşturulmalıdır. Türk kültürünün, sanatının ve edebiyatının
daha iyi yerlere gelmesi için olanak sağlanmalıdır' sözlerine yer verdi.
'SAHİLLERİMİZ ÖZELLEŞTİRİLİYOR'
MUÇEV'in
Edirne'deki faaliyetlerini açıklayan Çakırlar; 'MUÇEV adı altında bir kuruluş
var. Aslında bu konu da dolaylı olarak turizmi bağlamaktadır. 4 Nisan 2014
tarihinde Muğla'ya Hizmet Vakfı ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı ortaklığıyla
kurulmuş bu vakıf, her ne kadar Muğla'ya hizmet amaçlı kurulduğu iddiasıyla
yola çıktıysa da vakfın Türkiye genelinde birçok alanda faaliyet gösterdiği
bilinmektedir. Antalya'dan Edirne'ye kadar birçok sahilde deyim yerindeyse
hüküm sürmektedir. En son ise seçim bölgem olan Edirne'de Keşan ilçemize bağlı
Erikli, Yayla, Danişment ve Mecidiye köylerindeki kumsal ve kıyılarda bulunan
11 adet alan MUÇEV tarafından 1,8 milyon TL artı KDV bedelle 10 yıllığına
kiralanmıştır. Dahası bu kiralama modeli açık usul ihaleyle değil de pazarlık
usulüne tabi tutulmuştur. Anayasa'nın 43'üncü maddesinde, '˜Deniz, göl ve akarsu
kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden
yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.' denilmektedir. Birçok güzide
sahilimiz MUÇEV eliyle özelleştirilmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı
turizmin gelişmesine katkı sunduğu kadar bu sahillerin korunması Bakanlıkça da
denetime tabi tutulmalıdır. Bu konuda Bakanlığınızın Çevre ve Şehircilik
Bakanlığıyla birlikte bu sorunu aşabileceği kanaatini taşımaktayım' dedi.
'BURSLAR BAŞARIYLA ORANTILI OLMALI'
Çakırlar,
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün öğrencilere ödediği burs ücretlerine dikkat
çekerken; 'Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl ekim ayında burs
başvurusu işlemleri başlatılmış ancak burs ücretlerinde dikkatimi çeken bir
hususu bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum. Ortaöğrenim öğrencilerine 75
Türk lirası, yükseköğrenim öğrencilerine 300 Türk lirası, yabancı uyruklu
yükseköğrenim öğrencilerine ise aylık 600 Türk lirası burs ücreti verileceği
açıklanmıştır. Kendi devletimizin kurumu kendi vatandaşına verdiği burs
ücretinin 2 katını ne sebeple yabancı uyruklu öğrencilere vermektedir? Burada
maalesef kendi vatandaşımızın geri plana itildiği bu tablo ortaya çıkmaktadır.
Biz demiyoruz ki yabancı uyruklu öğrenciler ülkemizde burs imkânlarından
yararlanmasın. Verilen burs ücretlerinde bir değişim olacak ise bunun kimlik
üzerinden yapılması değil de öğrencilerin başarı durumlarıyla orantılanması
daha münasip olacaktır' ifadelerine yer verdi.
'EDİRNE'DEKİ KİRACILARA TAKİP VAR'
Vakıf
kiracılarının yaşadıkları problemleri açıklayan Çakırlar; 'Vakıflar Genel
Müdürlüğü, Sayıştay raporuna göre 2019 yılı sonu itibarıyla toplam bin 319 adet
kira sözleşmesi dosyasında tahakkuk eden toplam 24 milyon 996 bin 205 Türk
lirası kira alacağı takibi için hukuki işlemi başlatmadığı görülmektedir. 25
milyona yakın kira alacağı için herhangi bir girişimde bulunmayan Vakıflar
Genel Müdürlüğü, memleketim olan Edirne'de ise mülkiyeti Vakıflar Genel
Müdürlüğüne ait iş yerlerinde kiracı konumunda bulunan esnafımıza en fahiş
oranlarda zam yapmakta, hem de kira ödemelerinde gecikme yaşanması durumunda 3
ay içerisinde takibi başlatmaktadır. Burada değerlendirilmesi gereken iki konu
var. Birincisi, kiraya konu olan iş yeri sahiplerini kiralarını çıkarabilecek
kazanç sağlayamamaları söz konusu ise ki bu durumda Vakıflar Genel Müdürü
farklı bir şekilde önlem alması ve destek sağlaması gerekir. İkincisi ise
takibe başlanmayan taşınmazların kiracısı konumunda olan kişiler. Bunlar
kimler? Neden bu kişiler hakkında herhangi bir işlem başlatılmamıştır? 10 Nisan
2014 tarihinde çıkarılan Vakıf Taşınmazlarının Kiraya Verilmesi Usul ve
Esasları adlı 3 nolu genelgenin kiranın süresince tahsil edilmemesi başlıklı
18'inci maddesi niçin uygulanmamıştır? Burada bir iltimas söz konusu olabilir
mi?' dedi.
'RESTORASYONLARI GERÇEKLEŞTİRİLMELİ'
Çakırlar,
Edirne'deki tarihi yapıların restorasyon beklediğini belirtirken; 'Vakıflar
Genel Müdürlüğü görevlerinden biri de yönetimde bulunan eski eser yapılarının
yapıldığı devrin özelliklerine zarar vermeden restorasyon işlemlerinin
gerçekleştirmesidir. Seçim bölgem olan Edirne'de Zindanaltı kazıları, tarihi
Yemiş Kapanı Hanı, Keşan ilçemizde tarihi hamam, Uzunköprü gibi. Edirne
merkezde özellikle Beylerbeyi Hamamı, Gazi Mihal Bey Hamamı, Tahmis Hamamı,
Yeniçeri Hamamı gibi hamamlar harabe durumdadır, bir an önce el atılmasında
fayda olduğu kanaatini taşıyorum. Bu arada öncelikle belirtmek isterim ki
yapılan restorasyonlar da çok iyi sonuç vermedi. Sadece Gazi Mihal Bey Köprüsü'nün
2010 yılında restorasyonunun yapılmasına rağmen 2 ay trafiğe açıldı ve 2010
yılından bu yana trafiğe kapalıdır. Bu, her ne kadar Karayollarını ilgilendirse
de bu arada eski bir eser olduğu için belirtmek istedim. Edirne, Osmanlı
İmparatorluğuna uzun yıllar başkentlik yapmış, bu eski eserlerin bir an önce
restorasyona alınmaması bu şehrin vicdanını yaralamaktadır. Özellikle, Şeyh
Şücaeddin Dergâhı denilen yer Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı selatin
camilerden birisi, hâlen minaresi yerindedir ama bir restorasyon mevcut
değildir. Restorasyona devam edilen birçok cami ve eserin sözleşme kapsamındaki
süreleri içerisinde tamamlanamaması hususu ise proje aşamasında gerekli özenin
gösterilmediğinin kanıtıdır' sözlerine yer verdi.
'EKOLOJİK DENGEYİ BOZUYOR'
Kapadokya
Alan Başkanlığı'nın çalışmaları için de önerilerde bulunan Çakırlar; 'Kapadokya
Alan Başkanlığı, Kapadokya alanının tarihi ve kültürel değerleriyle jeolojik ve
jeomorfolojik dokusunun ve doğal kaynaklarının korunması, yaşatılması,
geliştirilmesi, tanıtılması, gelecek kuşaklara aktarılması, planlanması,
yönetilmesi ve denetlenmesini sağlamak üzere kurulmuştur. Kapadokya sınırındaki
Avanos ilçesi Özkonak kasabasında Kanadalı bir maden şirketine altın aramak
için daha önceden ağaçlandırma olarak belirlenen yerde tarım alanları zarar
vermekte ve ekolojik dengeyi tamamen bozmaktadır. Bu güzide bölgede tarımsal
sulama kaynakları ve içme suyunun yer aldığı alanda altın arama çalışmalarının
yol açtığı tehlikeyi görmezden gelmemenizi ve bölgeye geri dönüşü olmayan
tahribatlara yol açmaması için bölgenin Kapadokya Alan Başkanlığı sınırları
içine dâhil edilmesinin en doğru karar olacağını ifade etmek istiyorum. Bütçenin
hayırlara vesile olmasını diler, Genel Kurulu saygıyla selamlarım' diye
konuştu.