'DÜZENLİ UYKUNUN SALGINLA MÜCADELEDE ETKİN ROLÜ VAR'
İnsanların kendilerini evlerde korumaya almalarına ve dışarıya kontrollü çıkmalarına neden olan Kovid-19 salgını, hayatın her alanında olduğu gibi uyku üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor. Salgında oluşan stres ve kaygı uyku düzeninin de bozulmasına yol açabiliyor. Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, düzenli uykunun salgınla mücadelede etkin rolü olduğunu söyledi.
Düzensiz ve yetersiz uykunun salgınla mücadelede bağışıklığı düşürdüğünü vurgulayan Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, bu durumda hastalığa yakalanma olasılığının artabileceğini aktardı.
Kovid-19 salgınıyla mücadele döneminde yatış saatinin
yarım saat ile 1 saat arasında ileriye attığını gördüklerini söyleyen Prof. Dr.
Öztürk, o zamanlarda yüz yüze eğitim olmadığından dolayı geç yatışların geç
kalkışları da beraberinde getirdiğini dile getirdi.
'Karışık bir
tabloyla karşı karşıyayız'
Başka ülkelerde yapılan bilimsel araştırma
sonuçlarına göre erişkin ve çocukların uyku sürelerinin arttığının
gözlemlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Öztürk; 'Böyle bir uyku değişikliği yaşayanların bir kısmı benim uykum düzeldi
ve gündüz uyku halim ortadan kalktı, iyi yönde etkiledi demiş. Ama bir kısmı da
benim uykum daha bozuldu gibi hissediyorum demiş. Uyku süresi arttığı halde
uykusunun bozulduğunu düşünmüş. Demek ki karışık bir tabloyla karşı karşıyayız.
Toplumdaki uyku bozukluğu varsa bile izolasyona bağlı olarak neden bunların
uykusu bozuldu diye arka plana bakıldığında orada doğrudan bir uyku
hastalığından ziyade esasında ya hasta olursam endişesinin, ya aile bireyleri
hastalık kaparsa endişesiyle uykularının bozulduğunu görüyoruz. Uyku patenindeki değişiklik sebebiyle
uykularının bozuk hissettiklerini söylemiyorlar. Böyle bir tabloyla karşı
karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz' dedi.
'Uyku
farkındalığını yakalayamamışsak eski düzene döneceğiz'
Salgının seyrinin hafiflemesi ile birlikte yüz yüze
eğitime geçiş ve normal çalışmaya dönüş ile birlikte uyku kalıplarının da
eskiye döndüğünü hatırlatan Prof. Dr. Öztürk; 'Bu uyku düzeni iyi değildi. Onu biliyoruz. Çünkü dünya üzerindeki
insanların en az 3'te biri yetersiz uyuyor durumdaydı. Biz zaten uyku kalitesinin
bozuk olduğunu ve bunun arttırılması gerektiğini bilip bu yönde de
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uyku kalitesi salgından önce bozuktu. Salgının girmesi ve hastalığı kontrol
altına almak için eve kapanma kararı alındıktan sonra uykusu bozuk olan insanların
bir kısmının uykusunun düzelmesine yol açtı. Bir kısmı ise olumsuz etkilendi.
Olumsuz etkilenmenin ardında da hastalık endişesi ortaya çıktı. Şimdi tekrar eski hale dönecekler ama bu
arada uyku sağlığı önemini kavramış olurlarsa uykusundan fedakârlık etmeyip
normal açılma döneminde de geç yatma eğilimi yerine benim uykumu almam
gerekiyor diye düşünerek uykusuna yeterli zaman ayırırlarsa bu salgının
getirdiği dönemi bir ders alma ve iyi yönde hayatımıza kazandırma şeklinde
değerlendirmiş olacağız. Uyku farkındalığını
yakalayamamışsak eski düzene döneceğiz. Bu sefer salgındaki geç yatma alışkanlığı biraz erkene kaysa da yine de
geç yatmaya devam ederseler bir uyku borcu içerisine gireceklerdir' ifadelerine
yer verdi.
'Uykusuzluk birçok hastalığı beraberinde
getirir'
Uykusuz kalmanın şeker hastalığına eğilim
yaratabileceğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk; 'Uykusuz kalmak bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını bozar ve daha
kolay hastalanmaya sebep olur, ağrı eşiğini düşürür daha fazla kendimizi ağrılı
hissetmemizi sağlar, uykusuz kalmak sinir sisteminde sinyallerin iletim hızını
yavaşlatır. Uykusuz kalmak dikkat gibi bilişsel işlevleri etkiler. Öğrencilerde
yaptığımız bir çalışmada uyku kalitesinin artmasının akademik başarıyı
arttırabileceğini gösteriyor. Uyku
bütün bedensel süreçleri etkileyen bir şey. O yüzden pandemi döneminde uykumuzu
almak zorundayız' şeklinde açıklamada bulundu.
'Uykumuzdan
taviz vermememiz gerekiyor'
Uykunun eksik kalan kısımlarının çeşitli risklere
yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk; 'Eksik uyuduğumuz kısımları uyku bir yerde gelir tahsil eder. Bu
tahsilatı direksiyon başında araba kullanırken yaparsa, bir makine başında
çalışırken yaparsa sonuçları ağır olabilir. Günümüzün modern insanı hafta içi
çalışma günlerinde eksik uyuyor, hafta sonu kısmen bu borcu ödemeye çalışıyor.
Ama en az 3'te 1'i kronik uyku borcu içerisinde hayatını sürdürüyor. Uyku ile
ilgili bir farkındalığımızı arttırmamız ve uykumuzdan taviz vermememiz
gerekiyor. Hem sağlığımızı korumak için hem sosyal yaşantımızı daha verimli
hale getirmek için düzenli uyku konusuna özen göstermeliyiz' dedi.
Yetersiz uykunun bağışıklığı düşürdüğünü ve virüse
yakalanma oranını arttırdığını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, salgınla mücadelede
tedbirlere uyumun yanı sıra aşının yanında düzenli uykunun da önem taşıdığını
aktardı.
'Uykusuz
kalmak aşıdan elde edeceğimiz faydayı azaltabilir'
Uykusuz kalmanın antikor yanıtını olumsuz etkileyebileceğine
değinen Prof. Dr. Öztürk; 'Bunun
çalışmasını yapmak lazım. Eldeki veriler ışığında bu düşünceyi bir olasılık
olarak ortaya koyabiliriz. Aşı olduğumuzda uykusuzluğumuzu sürdürmek o aşıdan
elde edeceğimiz faydayı azaltabilir. Antikor yanıtını olumsuz yönde
etkileyebilir' ifadelerine yer verdi.
Filiz Uçan