'6 ayda 120 milyon doz uygulanmalı'

Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu, Türkiye'deki korona virüsü salgınına karşı başlatılan aşılama çalışmaları hakkında açıklama yaptı. Oda Başkanı Dr. Gürcan Altun, toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için yüzde 80 etkili olan bir aşıda toplumun yüzde 75-90'ının aşılanması gerektiğine dikkat çekerken 'Türkiye'de uygulanacağı söylenen aşının toplum bağışıklığı sağlaması için 6 ay içerisinde yaklaşık 120 milyon doz uygulanması gerekmektedir' dedi.

'6 ayda 120 milyon doz uygulanmalı'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Edirne Tabip Odası, Türkiye'de uygulanmaya başlanan korona virüsü salgınına yönelik aşı hakkında halkta oluşan tereddütleri giderebilmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından gerçekleştirilen açıklamada dünyada kullanılmaya başlanan aşıların etkinlik oranına dikkat çekilirken; toplum bağışıklığının oluşması için yapılması gereken aşılama çalışması açıklandı.

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Gürcan Altun, aşıların tüm canlılar için hayat kurtaran ortak bir değer olduğunu belirtirken; 'Aşılamalarla her yıl yaklaşık üç milyon insan yaşama tutunmaktadır. KOVID-19 pandemisinde de güvenli ve etkili aşılar ile yapılacak yaygın aşılamanın, salgını kontrol altına almaya katkı sağlayacağı açıktır. Türkiye'de ise ilk KOVID-19 hastasının resmi olarak 11 Mart 2020 tarihinde açıklandığı günden beri Sağlık Bakanlığı'nın veri paylaşımları şeffaf olmamış, bilimsel akla aykırı uygulamalarla devam etmiş ve korumaya değil, güvenliğe dayalı iç politikalar nedeniyle başarısız sonuçlarla karşılaşılmıştır' ifadelerini kullandı.

'ACİL KULLANIM ONAYI BELİRSİZ'

Pandemi nedeniyle bugüne kadar on binlerce yurttaşın ve yüzlerce sağlık çalışanının yaşamını kaybettiğini söyleyen Altun; 'Siyasi otorite maske dağıtımındaki belirsizlikler ve gecikme gibi aşı uygulamasına gelindiğinde de çözüm üretmede başarısız olmuştur. Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Aralık 2020 tarihinde getirileceği duyurulan aşılar Aralık ayı sonuna kadar getirilememiştir. Türk Tabipleri Birliği (TTB) aşı sürecinin de şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini, sağlık emek meslek örgütleriyle, uzmanlık dernekleriyle ortak çalışmanın bilimsel yönden doğru olacağını ifade etti. Toplumun her kesiminden destek alınmadan pandemiyle mücadele etmenin güçlüklerini, birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimliğin pandemi mücadelesinde en başta gelen ve önem verilmesi gereken konular olduğunu her aşamada vurguladı. Aşıların etkililik ve güvenilirlik verilerinin, özellikle Faz 3 verilerinin, bağımsız bilim kurulları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, kamuoyu ve basınla paylaşılmasının katılım sağlamak için önemli olduğunu bildirmiştik. Ancak gelinen aşamada Acil Kullanım Onayı (AKO) verilen aşının hangi bilimsel kurul tarafından ve hangi verilerle değerlendirildiği belirsizliğini korumaktadır' dedi.

'TEREDDÜTLERİ KALDIRMA GÖREVİ BAKANLIKTA'

Altun, aşılara toplum katılımının ve kabullenmesinin en önemli gerekliliğinin hekim-hasta ilişkisinin başlangıcı olan güven olduğunu belirtirken; 'Aşı ile ilgili toplumda ve sağlık çalışanlarındaki tereddütlerin başlıca nedenleri; sağlık çalışanlarının aşıyı tanımıyor olması, çok kişinin kısa zamanda aşılanması baskısı yaşamaları, yeni aşıların yan etkileri hakkında yeterince bilgi sahibi olunmaması ve aşılama sonrası istenmeyen etkiler konusunda kaygıların körüklenmesi, bilim dışı görüşlerin toplumda etkili olması şeklinde sıralanabilir. Bu tereddütleri ortadan kaldırma görevi Sağlık Bakanlığı'ndadır' sözlerine yer verdi.

'AĞIR HASTALIK VE ÖLÜMÜ ÖNLEME YÜZDE 100'E YAKIN'

TTB KOVID-19 İzleme Kurulu ve Aşı Çalışma Grubu'nun aşılarla ilgili bilimsel değerlendirmesini açıklayan Altun; 'Bilimsel verilere göre; ağır hastalık ve ölümü önleme konusundaki etkililiğin tüm aşılar için yüzde 100'e yakın olduğu, aşılanan kişide hastalık gelişmesini önleme konusundaki etkililiğin Pfizer-Biontechâ„¢ aşısı için yüzde 95, Modernaâ„¢ aşısı için yüzde 94,1, Oxford-AstraZeneca aşısı için ilk aşının yarım doz 28 gün sonra yapılan ikinci aşının ise tam doz uygulandığı tüm grupta yüzde 90,0, her iki aşının tam doz uygulandığı grupta yüzde 62,1, Coronavac aşısı için Türkiye'de yüzde 91,25, Brezilya'da yüzde 50,38 (çok hafif hastalık için) ve yüzde 77,96 (hafif hastalık için) olduğu; aşıların hiçbirinde kısa dönem (1-2 ay) ciddi yan etki oluşma sıklığının kontrol grubundan yüksek olmadığı; mRNA aşılarının ciddi olmayan lokal ve sistemik yan etkilerinin özellikle genç yaş grubunda belirgin olarak fazla olduğu, ileri yaştaki kişilerde mRNA aşılarının etkililiğinin genç yaşlardakine benzer şekilde yüksek olduğu; Oxford-AstraZenecaâ„¢ aşısında 55 yaş üzerinde etkililiğinin biraz daha düşük olduğu; Coronavacâ„¢ aşısında Brezilya'daki çalışmanın 60 yaş üstündeki kişileri de kapsamasıyla birlikte bunlara ait verinin henüz yayımlanmadığı bilinmektedir' dedi.

'TOPLUMUN YÜZDE 75-90'ININ AŞILANMASI GEREKİYOR'

Altun, hiçbir aşının ciddi yan etki oluşturmadığının gözlemlendiğini de belirtirken; 'Toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için yüzde 80 etkili olan bir aşıda toplumun yüzde 75-90'ının aşılanması gerekmektedir. Daha düşük düzeyde etkili aşılar için ise tüm toplumun aşılanmasının gerektiği ifade edilmektedir. Bu değerlendirme ışığında Türkiye'de uygulanacağı söylenen aşının toplum bağışıklığı sağlaması için 6 ay içerisinde yaklaşık 120 milyon doz uygulanması gerekmektedir. Ancak aşılama programı tüm ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi geldiği ve geleceği belirtilen aşı dozlarının bu sayıya yaklaşması dahi mümkün görünmemektedir. Sağlık Bakanlığı'nın gerçekçi ve toplum bağışıklığını sağlayacak bir aşı programını kamuoyuyla paylaşmasının güven ilişkisinin bir parçası olduğu açıktır' ifadelerine yer verdi.

'BİLİM HEYETİ VE YETKİNLİKLERİ AÇIKLANMALI'

Aşıların Türkiye'de uygulanma sürecinin, en küçük bir hatayı kaldırmayacak önemde olduğunu vurgulayan Altun; 'Zamanın dar olması ya da aciliyet gibi gerekçelerle olağan incelemeler göz ardı edilmez ve her koşulda yapılmalıdır. Alınacak riski olabildiğince bilmek, öngörmek ve en aza indirmeye çalışmak önemlidir. AKO verdiği belirtilen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'ndaki bilim heyeti ve yetkinlikleri kamuoyundaki kaygıların giderilmesi açısından hızla açıklanmalıdır. Bu heyetin konularında yetkin farmakoloji, immünoloji, viroloji, mikrobiyoloji, enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanlarından oluşan ve hiçbir çıkar çatışması söz konusu olmayan bilim insanlarından oluşması bir zorunluluktur. Sağlık Bakanlığı'nın ülkemizde uygulamayı planladığı aşılar için etkililik, güvenlilik, kalite değerlendirmesinde kullanılan tüm verileri bağımsız araştırmacılara da açması; karar verme mekanizmalarına bağımsız araştırmacı ve kurumları da katması güven sağlamada etkili olacaktır' dedi.

'3 MİLYON DOZ AŞIYA KAÇ TL ÖDENMİŞTİR?'

Kamu kaynaklarının doğru yönetilmesi adına konuyla ilgili sorular yönelten Altun; 'Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu bünyesinde hangi verilere göre AKO uygun görülmüştür? Çeşitli aşıların farklı yaş ve risk gruplarına yukarıda özetlenen birbirlerine göre farklı avantaj ve dezavantajları olduğu dikkate alındığında Türkiye'deki aşı çeşitliliği artırılacak mıdır? Aşı temininin sürekliliği sağlanabilecek midir? Satın alınan aşıların birim doz maliyeti kaç TL olmuştur? 3 milyon doz aşıya kaç TL ödenmiştir?' sözlerine yer verdi.

'AŞILAMA ÖLÜMLERİ AZALTACAK'

Altun, aşılamanın, KOVID-19'a bağlı ağır hastalık, yurttaş ve sağlık çalışanlarının ölümleri azaltacağını söylerken; 'Aşılamaya en olumlu refleksi, salgınla mücadelede 344 mesai arkadaşını kaybetmiş olan sağlık emekçileri vermektedir. Aşılar hakkındaki değerlendirmede temel kaynak, menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 verilerinin sonuç raporları ve yayımlanmış bilimsel çalışmalardır. Topluma aşıyı tanıtacak ve kabullendirecek, toplumun güvenini yegâne kazanmış olan sağlık çalışanları olarak, aşılar ve aşılama kampanyasıyla ilgili belirsizliklerin gelinen bu son aşamada giderilmesini istemek de toplumu koruma adına sorumluluğumuz ve hakkımızdır. Aşı sonrası istenmeyen etkilerin izlemi konusunda sağlıkçılar ve toplum da sürecin parçası olmalıdır' dedi.

'GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI'

Aşılamanın şeffaflıktan uzak bir yaklaşım ve sürece dair hiçbir veri paylaşılmadan 13 Ocak 2021 tarihinde AKO uygulaması ile başlatıldığını belirten Altun; 'Sürecin kötü yönetilmesi dışında güvenilirlik anlamında tereddüde yer olmadığını, etkinliğin ise farklı düzeylerde bildirilmekle birlikte Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği etkinlik sınırında olduğunu yapılan bilimsel açıklamalarda görüyoruz. Güvenli bir toplum bağışıklığı sağlamak, aşı tereddüdünü ortadan kaldırmak ve yeterli yaygın aşılama için gerekli adımların atılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Tüm dünyada kullanılan diğer aşılarla ilgili olarak da acilen gerekli görüşmelerin ve tedarikin yapılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Daima bilimin, toplumcu koruyucu sağlık hizmetinin savunuculuğuna devam edecek, aşıyla ilgili gelişmeleri yakından takip edip yurttaşlarımızı ve tüm sağlık çalışanlarını bilgilendireceğiz' diye konuştu. 

Bakmadan Geçme