Binin üzerinde çalışanı var.
İnternet sayfasını inceledim, bomboş.
Bir tek Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın özgeçmişini
koymuşlar, olmasa şaşardım.
Yöneticilerinin kim olduğu bile belli değil, daha doğrusu
internet sitesine böyle bir bilgi konmamış.
Yerel gazeteciler, şimdiye kadar şirketi Ramazan Tanal,
Refik Şahin ve Oğuz Tekin’in yönettiğini biliyor.
Tanal ayrıldı, son belediye meclis toplantısında İYİ Parti
Belediye Meclis Üyesi Duygu Şener onun yerine geçti.
Ancak bundan kendi partisinin haberi bile yok.
Öneri, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan tarafından
meclis toplantısına “gündem dışı” olarak getirildi.
Yani Gürkan ve CHP’li üyeler biliyor ama İYİ Parti İl
Başkanı Ekrem Demir ve diğer parti yöneticileri bilmiyor.
İYİ Parti, Şener’in partiden kesin ihracını, oylamada “evet”
oyu veren Necamettin Attay ve Ergun Dönmez’in uyarı cezasıyla cezalandırılmasını
istiyor.
Gelişmeleri arkadaşlarımızın hazırladığı GÜNDEM’in
manşetinde okuyabilirsiniz, tekrara gerek yok.
Ancak bir şeyi buradan söyleyebilirim; Gürkan’ın bu hareketi
ve Şener’in partisinin yöneticilerinden gizleyerek kabul etmesi Millet İttifakını
ciddi sıkıntıya sokar.
Hatta ittifakı bozar bile.
Demedi demeyin…
***
Türkiye yurtdışından (özellikle Bulgaristan’dan) gelen
turistlerden negatif sonuçlu PCR testi isteyeceğini duyurdu, Bulgaristan’dan
gelen turist akını bıçak gibi kesildi.
Sonra bazı gazetelere yansıyan “Akın akın geliyorlar”
başlıkları meğer hikâyeymiş.
Türkiye Kapıkule’deki işlemleri tek perondan idare etmeye ve
bir doktor görevlendirmeye kalkınca böyle olmuş.
Yani uzun bir otomobil kuyruğu oluşmuş, haberi yapanlar da
anlamadan, dinlemeden bunun Edirne’ye alışverişe gelen turist kuyruğu olduğunu
sanmışlar.
Hatırlayın, bundan bir ay önce Kovid-19 vaka sayıları o
kadar çok yükseldi ki, ölüm rakamlarını sadece televizyondan izlemiyorduk;
çevremizdeki birçok tanıdığımızı, yakınımızı kaybettik.
Türkiye bu önlemi almak zorundaydı.
Eyvallah!
Ama Türkiye ekonomiyi de düşünmesi gerekir.
Bulgar ve Yunan turist gelmezse Edirne bir sessizliğe
bürünüyor, piyasada yaprak kımıldamıyor.
Ne güzel şimdi Türkiye girişte negatif sonuçlu PCR testi istiyor.
Yani adam Kovid-19 virüsü taşıyorsa Türkiye’ye giremeyecek.
Ama maalesef PCR testi Türkiye’de pahalı, Bulgaristan’da ise
daha da pahalı.
Bizde Kapıkule’de 250 liraya yapılıyor.
Bulgaristan’da bu fiyat bizim paramızla yaklaşık 500 lira.
Bulgar turist gelip Edirne’de gezmek için 500 lira ücret
ödemez.
Dolayısıyla bir tarafta halkımızın sağlığı, diğer tarafta
kentin ekonomisi arasına sıkıştı bu Edirne.
Bana göre, Kapıkule’de zaten gurbetçiler için konulmuş ve
var olan PCR test üniteleri Bulgar turistler için de kullanılsın.
Bizim test ücretimiz Bulgaristan’la kıyaslandığında yarı
yarıya.
Turist belki 500 lirayı veremeyebilir ama 250 liraya razı
olabilir.
Böylece hem bir nebze Edirne esnafına ekonomik anlamda bir
katkı olabilir, diğer yandan da halkın sağlığı da gözetilmiş olur.
Bütün bunlar bir tarafa bu PCR testi, sadece bir peronu
çalışan Kapıkule’de uzun bir araç kuyruğu oluşturuyor.
Nedeni ise herkesin bir çuvala atılması.
Adamın PCR testi var ona ayrı peron aç.
Bir başkasının PCR testi yok ve yapacağı işlemden sonra
karantinaya sevk edilecek, ona ayrı bir peron aç.
İnsanların 4-5 saat kuyrukta beklediğini duydum.
Çok az bir giriş – çıkışın olduğu Kapıkule’de böyle bir şey
işkenceden başka bir şey değil.
İstenirse çözüm bulunur.
Yeter ki, sorunları çözmek isteyelim.