Ancak her
şey Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korona salgını nedeniyle mağdur olmuş
esnafa maddi destekte bulunacaklarını açıklamasıyla başladı.
Maddi
destek verilecekler arasında toplu taşıma yoktu.
ETUS
Başkanı Hakan Giyik bunun üzerine sosyal medyada “Kontak kapatacaklar” diye
yorumlanan bir takım açıklamalar yaptı.
Ancak
hemen akabinde Giyik Kırklareli, Lüleburgaz ve Uzunköprü’den gelen toplu
ulaşımcılarla birlikte yaptığı konuşmada mealen “Kontak kapamaya cesaretimiz
yok, ama mazot alamayacaksak doğal olarak kapatılacaktır. Mazotu biten minibüs
yolda kalırsa yolcuları indirmek zorunda kalırız” dedi.
Yani
“Açıkça meydan okuyamıyoruz ama mazotsuz arabalarla yola çıkar yarı yolda
kalırız, bu da bir anlamda kontak kapamadır” demek istiyordu.
Giyik’in
bir başka iddiası “Zarar ediyoruz, batıyoruz” idi.
Kardeşim
kapitalizmde bir kural var, kurtarmıyorsa bırakırsın.
Salgın
koşulları dediğiniz şunun şurasında 10 aydır var.
Ama sen
iki yıldır ortağına tek kuruş para vermedin.
Sizin
cironuzun, kazancınızın hesabını yapmak bana düşmez fakat çıkıp Edirneliye
gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bilgiler verip kendini acındırmaya, kötü yönetip
batırdığın kooperatifin salgın yüzünden battığını söylemeye kalkarsan buna
kimse inanmaz.
Salgın
öncesinde her ay yaklaşık 5 milyon lira ciron vardı.
Ortağına
bir kuruş para vermedin.
Maliyenin
peşine düştüğü, kooperatifin kayıtlarında olmayan 16 milyon liradan
bahsetmiyorum bile.
Peki
nereye gitti o astronomik rakamlar?
ETUS
yönetimi birçok kişiye göre salgını bahane edip bu bataktan kurtulmaya, temize
çıkmaya çalışıyor.
Başarırlar
mı bilemem.
Hem
Giyik’in sosyal medya paylaşımlarının altına yapılan yorumlar, hem de basın
toplantısını facebook’tan canlı yayınlayan kendisine yakın yerel gazetenin
hesabında yapılan yorumlar hiç de iç açıcı değil.
Daha açık
söylemek gerekirse Edirne’de size inanan yok.
Evet, ETUS
lehine de yorum ve paylaşımlar var ama onların arasında normal vatandaş yok.
Genelde
ortaklar, personel ve onların eşleri yapmış o yorumları.
Dün de bu
konuyla ilgili Edirne Ulaşım’ın Başkanı Aytaç Dilci konuyla ilgili açıklama
yaptı.
Üstü
kapalı “Mazot alamazsak minibüsler yarı yolda kalır” tehdidine cevap vermiş
Dilci.
“Biz
Edirne halkını yolda bırakmayız” diyor.
O
kooperatifin çok daha fazla minibüsü vardı.
Yıllar
içinde oluşan baskılar nedeniyle bir kısmı gönülsüz de olsa ETUS’a geçti.
Edirne
Ulaşım’da kalan 8 minibüs var, onlar da vızır vızır çalışıyor.
Geçtiğimiz
günlerde Dilci’yle ayaküstü konuşurken “Kazanıyor musunuz” dedim.
“Geçinecek
kadar kazanıyoruz, akaryakıt çıkıyor, şoförün yevmiyesi çıkıyor, diğer
masraflar çıkıyor, biz araba sahiplerine de bir nafaka kalıyor” dedi.
“Pandemi”
dedim, “Etkiledi ama işler bıçak gibi kesmiş değil, idare ediyoruz” dedi.
Şimdi
gelelim ETUS araçlarına mazot alamaz ve yolda kalırsa yani “örtülü kontak
kapama” olması durumunda yaşanacak muhtemel gelişmelere.
Böyle bir
örtülü grev olağanüstü bir durumdur, kavgada yumruk sayılmaz.
Edirne
Belediyesi toplu taşımayı bir tekele bırakmış durumda ama yine de bildiğim
kadarıyla birkaç toplu taşıma aracı var.
Çeşitli
kamu kurum ve kuruluşlarının bu işe elverişli araçları, kentteki servis
minibüsleri illa ki devreye girecektir.
Bunlara
Edirne Ulaşım’ın araçları da eklendi mi, sancılı mancılı ama dönem atlatılır.
Bir iki
gün sıkıntı olur ama sonrasında işler rayına girer, su yolunu bulur.
Sonra
hesap mesap verme işi de olur belki.
***
Kamu kurum
ve kuruluşlarında salgın nedeniyle mesailer yeniden düzenleniyor.
Sabah saat
10.00’da mesaiye başlayıp saat 16.00’da paydos edenler var.
Birer –
ikişer hafta dönüşümlü çalışıp sonra izin yapanlar var.
Peki
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan memurlar buna neden
dahil değil?
Onlara
salgın yok mu?