Çin’den sonra virüsün en
çok etki altında bıraktığı ülke, sizlerin de bildiği üzere Avrupa’nın güneyinde
yer alan İtalya idi. Ağır bir karantina dönemi yaşadıktan sonra normalleşmeye
başlayan hayat okulların açılması ve kışın gelmesi ile birlikte yavaş yavaş
yine eski günlerine yani kabusa dönmeye meyil ediyor gibi. Son günlerde yaşanan
olumsuz hava koşulları İtalya’nın kuzeyinde birçok şehirdeki normal yaşamı alt
üst etmiş durumda. Aşırı yağış dolayısı ile oluşan sel sonucu bazı şehirlerde
yollar kullanılmaz hale gelirken 4 adet köprünün çöktüğü açıklandı. Bu
bölgelerde olumsuz hava şartlarından dolayı okullar tatil edildi. Öğrenciler
açısından bakarsak şanslı bir durum da diyebiliriz aslında. Bütün günü okulda,
dört duvar arasında maskelerle geçiren çocuklar evlerinde biraz da olsa rahat
nefes almış olacaklardır. Cana geleceğine mala gelsin deriz, ne kadar da doğru
bir söz.
İki üç gün öncesi sosyal medya üzerinden yayılan ve Almanya
merkezli olan sahte bir haber ile sarsıldık; 6 yaşında bir çocuğun okul
servisinde fenalaşarak hayatını kaybettiği ve bunun sebebinin maske takması
sonucu karbondioksit zehirlenmesi olduğuna dair bir paylaşımdı. Çocuklarını
okula gönderen aileler üzerinde şok etkisi yarattı. Binlerce insanın paniğe
kapılmasına neden olan bu paylaşımın asılsız olduğu Alman yetkililer tarafından
açıklandı. Her ne kadar “fake” yani sahte / asılsız haber olsa da insanların
kafasında soru işareti bıraktı. Ben; 5 Ekim tarihinde bir sebeple hastanede
bulunmak zorundaydım. Sabah 7’den öğlen geç saatlere kadar hastanede olduğum
için maskem de sürekli takılıydı. İşlerimi halledene kadar ara sıra dışarıya
hava almaya çıkmış olsam da bir süre sonra baş ağrısının başladığını fark
ettim. Maske takmak gerçekten de çok basit bir iş değil, bu konuda hem fikir
olduğumuzu zannediyorum. Eve döndüğüm zaman kendimi toparlamam bir saati geçti.
Hastane ortamı normalde de insanı yorar, ona bir şey dediğim yok. Fakat maske
ile kalabalık ve kapalı ortamda bulunmak gerçekten de farklı. Bu tecrübeyi
yaşayanlar eminim bana hak vereceklerdir. Şimdi gelelim okula giden çocuklara.
Nefes almakta zorlanırken öğretmeninin anlattıklarına konsantre olmasını ve
dinlediklerini eskisi gibi (maskesiz) normal şekilde cevaplamasını nasıl
bekleyebiliriz? Bana göre İtalyan hükümeti bu konuda yanlış yaptı. Ülkemizdeki
gibi internet üzerinden eğitim vermeliydi. Okul servislerinden tutun da, okulda
yemek konusuna, dersliklerdeki tertip düzene varana kadar her şey fiyasko.
Önümüz kış, o çocuklara ne kadar maske taktırırsan taktır, illaki grip de
olacaklar, kabakulak da, çiçek hastalığı da. Bunlar normal şeyler, bizler de
yaşadık fakat bu dönemde evde kalmak ve bilgisayar başından eğitim almak en
güzel çözüm olacaktı. Maske yüzünden ölen insanlar var, evet bu da doğru.
İnsanın kendi nefesi yani dışarıya verdiği karbondioksit, kendisinin
hastalanmasına ya da zehirlenmesine neden olabilir. Örneklerini gördük ve
görmeye devam ediyoruz. Ülkemizde internet üzerinden eğitimler devam ediyorken
kademeli olarak yüz yüze eğitimde başladı / başlıyor. Tüm öğretmen ve
öğrencilerimize sabır ve başarılar diliyorum. Sizler ebeveynleri olarak onlara
tembihlemelisiniz ki; eğer kendilerini kötü hissediyorlar ise hemen ve hiç
tereddütsüz öğretmenlerine iletmeliler. Bu işin şakası yok. Ders yansın telafi
edilir ama hayati konuların telafi olmaz.
***
Bu arada Venedik maskeleri ile ünlü bir şehirdir. 1500’lü
yıllardan kalma bir gelenektir. İtalyanların gurur kaynağıdır Venedik
Festivali. Bu yıl maalesef maske deyince akla Venedik Festivali değil Kovid -19
salgını geliyor. Benim de aklıma Gaio Giulio Cesare’ın (Sezar)
o meşhur sözü geliyor; “Veni, vidi, vici”
yani “Geldim, gördüm, yendim.” Bu sözün 2020 versiyonu da olsa olsa ‘Maskem, masken, maske’dir sanırım.