Yaklaşık iki ay yürürlükte kalan İstiklal
Marşı Yazma Yarışması, 23 Aralık 1920 tarihinde sona erer. Bu arada Hamdullah
Suphi Tanrıöver Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilmiştir. İstiklal Marşı
dosyasını artık o takip eder. Yarışmaya
gelen 724 şiiri bir dosya halinde TBMM’ gönderir. İstiklal Marşı dosyası,
TBMM’in gündemine üç kez gelir.
İstiklal Marşı 1. Kez TBMM’nin Gündeminde
İstiklal Marşı dosyası, TBMM’nin
gündemine ilk kez 26 Şubat 1921 tarihli toplantısında gelir. Oturumun başkanı,
İkinci Reis Vekili Hasan Fehmi Bey’dir. Oturumun yedi gündem maddesi vardır.
Marşımız, ikinci sırada bulunan Tezkereler bölümünde yer alır.
Başkan, İstiklal Marşı hakkında Milli
Eğitim Bakanlığı’ndan gelen tezkereyi, Maarif Encümeni’ne göndermeyi teklif
eder. Devamında milletvekilleri söz alır.
İlk sözü İzmit milletvekili Hamdi Namık alır ve başkanın teklifine
itiraz eder. Sebep olarak da o encümenin başında Mehmet Akif’in bulunmasını
gösterir. Onun da bir şiiri vardır, diyerek encümenin tarafsız bir karar
veremeyeceğini ima eder. Daha sonra Kırşehir milletvekili Yahya Galip, söz
alarak şiirlerin bastırılmasını ve milletvekillerine gönderilmesini teklif
eder. Hamdi Namık, tekrar söz alarak Maarif Encümeni Başkanı Mehmet Akif’n de
bir şiiri olduğunu, onun için ayrıca bir komisyon kurulması gerektiğini tekrar
edince, Balıkesir Milletvekili Hasan Basri dayanamayarak söz alır ve “Mehmet
Akif o zilleti irtikap etmez. Katiyyen ona tenezzül etmez” cümlelerini söyler.
Bazı sıralardan gürültüler yükselir. Bu arada Kütahya Milletvekili Besim Atalay
söz alır ve dosyayı, “erbab-ı ihtisas”tan kurlu bir komisyonun incelemesini
ister.
Sonunda iki görüş ortaya çıkar: 1)
İstiklal Marşı dosyasını Maarif Encümeni’ne göndermek, 2) İstiklal Maşı
dosyasını bir ihtisas komisyonuna göndermek.
Yapılan oylama sonunda İstiklal Marşı
dosyasının Maarif Encümeni’ne gönderilmesine ve şiirlerin bastırılıp
milletvekillerine, incelenmek üzere, gönderilmesine karar verilir.
Burada bir gerçeği açıkça ortaya koymak
uygun olur. İzmit Milletvekili Hamdi Namık, İstiklal Marşı dosyasının Maarif
Encümeni’ne gönderilmesine itiraz ederken ileri sürdüğü sebep, Mehmet Akif’in o
encümenin başkanı olduğu, dolayısıyla tarafsız kalamayacağı ve haksız kazanç
elde edeceği varsayımıdır. Gerçi Hasan Basri, yukarıdaki cümleleriyle buna
anında cevap vermiştir, ama bizim de şu açıklamayı eklememiz uygun olur. Eğer
öyle olsaydı Mehmet Akif, yarışmaya daha baştan katılır ve kazandığı takdirde o
zaman için bir servet olan beş yüz lirayı cebine indirirdi. Yarışmayı
düzenleyen Milli Eğitim Bakanlığı, kazandığı takdirde beş yüz liralık mükâfatı,
Mehmet Akif’in koyduğu şarta uygun olarak bir hayır kurumuna devredeceğini
kabul ettiğini bildirdikten sonradır ki Mehmet Akif marş yazmayı kabul
etmiştir. Bu davranışı, onun bu işten maddi bir kazanç beklemediğinin somut bir
göstergesidir.
Başkan, gündemin sonraki maddelerine
geçerek oturumu devam ettirmiştir.
Öyle görülüyor ki İstiklal Marşı konusu,
TBMM’nde tam bir serbestlik ve hoşgörü ortamı içinde ele alınmış, olumlu ve
olumsuz görüşler açıkça ortaya konulmuştur. Dosyadaki şiirler, Maarif
Encümeni’ne incelenmek ve basılmak üzerine gönderilmekle beraber, daha sonraki
gelişmelerden biliyoruz ki encümen, şiirleri incelemiş, yedisini seçmiş,
hepsini değil, beğendiği bu yedi şiiri bastırıp milletvekillerine göndermiştir.