Trakya
Platformu Sözcüsü Av. Bülent Kaçar, Trakya Kent Konseyleri Birliği’nin
Edirne’de düzenlenen olağan genel kurulunda Türkiye ve İstanbul’un gündemine
gelen Boğaziçi Başkanlığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kaçar, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ile boğazdaki 4 ilçe belediyesine ait tüm yetkilere son
veren ve boğazlarda Boğaziçi Başkanlığı ve 2 yeni kurulu söz sahibi yapan
taslak düzenlemeye dikkat çekerken; düzenlemenin Trakya’ya olabilecek
etkilerine dikkat çekti. Trakya Platformu’nun, Trakya’da bilimin ve hukukun
önderliğinde gerçek bir kent ve çevre mücadelesi içinde çaba gösterdiğini
söyleyen Kaçar; “Gelinen noktada son 3 yıldır TKKB ile Trakya Platformu’nun
yarattığı bu mücadele geleneğini birleştirmek, bu bölge açısından en büyük
kazanımlardan bir tanesidir. Bu buluşmadan hepimiz son derece sevinçli ve
gururluyuz. TMMOB’un bir işaret fişeği olarak yaklaşık 10 - 15 yıl önce attığı
bu tohumlar, bugün yaygın kitlesel bir mücadele formu halini almıştır. Ancak
geldiğimiz noktada bence çok önemli gelişmelerin öncesinde olduğumuzu düşünüyoruz”
ifadelerine yer verdi.
Boğaziçi
Başkanlığı düzenlemesine dikkat çeken Kaçar; “Aslında bir gelişme şu an başladı
ve dün Boğaziçi Alan Başkanlığı tartışmasıyla ilk sinyallerini bölgemize dair
de vermiş durumdadır. Bu yetki devri, yetki-yetkisizlik tartışması pek de
meclisteki muhalefet partileri tarafından önemsenmeyen Cumhurbaşkanlığı hükümet
sisteminin hukuksal ve idari sonucudur. Bunun TKKB’nin neden düşünmesi
gerekiyor? Çünkü yarın İğneada Alan Başkanlığı, Tekirdağ Liman Bölgesi Alan
Başkanlığı, Çorlu - Çerkezköy Sanayi Bölgesi Alan Başkanlığı, Saros Körfezi
Alan Başkanlığı gibi bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi karşısında ne
yapacağımızı biliyor muyuz? Yeni hükümet sisteminde Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi var, Cumhurbaşkanlığı kararları var. Cumhurbaşkanlığı kararlarına
karşı Danıştay’da 60 gün içerisinde davalar açılabiliyor ama Cumhurbaşkanlığı
kararnamesine karşı 120 milletvekili ya da meclisteki en büyük iki parti
Anayasa Mahkemesi'ne dava açıyor. Bunlara hazırlıklı mıyız? Bunu özellikle 2
partiye soruyorum; bu konuda bir çalışmaları ya da çabaları var mı? TKKB olarak
bunu siyasete sormanız gerekiyor. Boğaziçi Alan Başkanlığı ile birden bire
İstanbul ve Türkiye, çıplak bir gerçeklikle karşı karşıya geldi” dedi.
“Büyükşehir olması muhtemel”
TKKB ve
Trakya Platformu’nun Edirne ve Kırklareli’nin büyükşehir ilan edilmesini
tartıştığını söyleyen Kaçar; “İki ilimizin de büyükşehir olması muhtemeldir.
Daha önce bu hem muhalefet, hem de iktidar cephesinde tartışıldı, hazırlıklar
yapıldığı söylendi. Bazı beldeler bu konuda kendince ‘önlemler’ aldı. Ama idari
yapıyı da, kenti de, çevreyi de bu tür idari tasarrufları da bir bütün halinde
TKKB’nin tek tek ele alması gerekiyor. Yoksa sadece bir siyasi çalışma
düzeyinde ya da bir kariyer düzeyinde milletvekilliği, belediye başkanlığı, il
genel meclisine hazırlık düzeyinde bir kent konseyi çalışması ya da bir çevre -
kent mücadelesi içerisinde olamayız. Bu bizim işimiz değil. Bu iş,
kariyeristlerin, siyasi istismarcıların işidir. Bu salondaki herkes, bu konuda
büyük bir namusla, bilimsel, hukuksal mücadele etti ve ediyor. Bu çabayı
bilimle, akılla, hukukla taçlandırmanız, geliştirmeniz gerekiyor. Bu da uyanık
olup, gelişmeleri çok önceden görüp, o sinyalleri alıp, değerlendirip hamleler
yapmakla mümkündür” sözlerine yer verdi.
Kaçar’dan 2 umutlu haber
Kaçar,
konuşmasında Vize ve Çerkezköy’de kurulmak istenen termik santral ve Saros
Körfezi’ndeki bilirkişi incelemesi ile ilgili de açıklamalarda bulunurken; “Bu
çerçevede 2 tane olumlu gelişmeden bahsedeyim; TMMOB tarafından Kırklareli ve
Tekirdağ’da açıklamaları yapılacak. Siyasi iktidarın Vize ve Çerkezköy’e kurmak
istediği termik santral ile ilgili yaptığı bölge ve il plan değişikliklerindeki
açtığımız davada lehimize önemli gelişmeler var. Bu konuda bölgemizde yıllardır
hep birlikte yürüttüğümüz kömürlü termik santrallere karşı mücadele olumlu
sonuçlar vermeye başlıyor. Detayları basın ve kamuoyu ile paylaşılacak. Diğer
önemli bir gelişme ise Saros Körfezi’nde yaşadığımız keşif ve bilirkişi
incelemesidir. Buradaki 10 ayrı bilirkişinin ÇED ve Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı yetkililerine sorduğu sorulardan anlıyoruz ki raporları olumsuz
olacak. ÇED raporunun iptali yönünde bir rapor çıkacağına inanıyoruz. Bu konuda
sizleri etkin çabalarınız ve çalışmalarınız için saygıyla selamlıyorum” dedi.