Çok sevdiğim bir
TinaTurner parçasıdır.
Çoğunuzun bildiği eski bir
parça, “what is lovegotto do
with”.. Yani bazen gerçekten anlayamıyorum. Mutfakta
dikilirken, elimdeki sarı bulaşık bezine bakıyorum ve bu
soruyu soruyorum. Cevap vermiyor tabii. Verseydi “abla valla
bence bi ilgisi yok” derdi. Aynı cevabı tencerede kızdırdığım
salça, tekini koltuğun altından çıkardığım çorap, çamaşır teli
de verebilirdi. Benim aşkımın yakın tanıkları onlar.
Hani şu bir zamanlar içinizdeyken nefes alamadığınızı
zannettiğiniz his? Şahsen şimdi nefessiz kaldığım tek yer
ağzına kadar dolu toplu taşıma araçları. Bir de işlek bir
caddeye doğru koşan Ayşe'ye yetişme korkusu. Bir taraftan
acıklı. Hangi taraftan değil? Olsun sanki iyi bir yanı varmış
gibi olsun Bak zihnim yavaş yavaş açılıyor. Kütüphaneden
bir bez çanta dolusu kitap aldığımda da heyecanlanıyorum.
Eve gidene kadar midemden boğazıma doğru kelebekler
uçuşuyor. Drama türündeki gerçek yaşamımdan kitaplarla
romantik komedi türü bir paralel yaşama aktığım
zamanlarda olduğu gibi şimdilerde de buradan, gerçeklikten,
bulaşıklardan, sevgisizlikten, başka dünyalara kaçmak,
sığınmak istiyorum.
Yaptığım şu işin, yazma işinin aşkla çok ilgisi var. Hatta
gerçek aşkı buldum diyebilirim Varoluşumun bir parçasısın
şu anda tam da şu kelimeyi okuyan okur. Benim yaşamımın
bir tanığı olmana ihtiyacım var. Bu bana aşkı yaşayabilmem
için bir fırsat sunuyor. İki çocuk ve 37 yaşımda olduğum şu
zamanlar, bana aşkla ilgisi olmayan şeylere fazla vakit
ayırmamam gerektiğini öğretti. Bulaşıklar biriksin, çiçek
açmış bir erik ağacının altında biraz fazla oyalan. Çevirdiğin
sayfayı kokla. Cümleyi içer gibi oku. Anla. Evde giyebileceğin
yeterince çamaşır var, yıkama şimdi onları. Annenle bir
lahana sarması yap, onun tanımadığın kişilerden bahsedişini
dinle. Dinle. Cevap vermen önemli değil, o sana anlatmak
istiyor sadece. Yeni bebeğini anlatan bir arkadaşını dinle.
Onu da dinle. Üzerinden geçtiğin zamanlardan başka biri
henüz yeni geçiyor. Bu senin için güzel bir şey olmalı? Değil
mi? O kadar yaşlı değilsin
Kızını okuldan almadan önce güneşli bir bankta biraz
oturmaya ne dersin? Zümre toplantısına gittiğin okul
çocukluğunun Arnavut kaldırımlı sokaklarında. Fark ettin
mi? Biraz yolu uzatmaya ne dersin? Eğer annenle lahana
sarması yapmadıysan bu akşam bir kahvaltı yapmaya ne
dersin? Peyniri almak için gittiğin şarküterinin karşısındaki
dar sokakta kimselerin bilmediği bir dergi bayii var! Hadi
oradan bir dergi alalım. Kapalıçarşıdan dönelim, baharatları
koklar, kına alan teyzelere bakarız. Saçmasapan bir şeyin
fiyatını sorup almak zorunda kalalım mı? Sonra birine veririz
Bunun aşkla çok ilgisi var işte! Sadece kazanana çikolata
alacağını söylediğin sınıfın tamamına almak, anneanneni
güneşli bir balkonda oturmaya ikna edip bir şeyler göstermek
uzak minareli ufka doğru. Bakkal yolunu bahçeli evlerin
sümbüllerine doğru uzatmak, ansızın, sapıkça bir dostunu
arayıp özlediğini haykırmak. Patates kızartmak hunharca
Uyutmaya çalıştığın çocuklara korku hikayeleri anlatıp
tırsıtmak, sarılıp uyumak.. Ya da ayıplı şeyler söyleyip
güldürmek Birinci katta oturan Fatma Teyze'yi perdelerin
arasında görüp el sallamak! Cebinde unuttuğun pembe
tokayı minibüste ağlayan küçük bir kıza vermek. Dünya aşkla
dolu. Ve senin yaşamının aşkla bir ilgisi var!